MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 18.12.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı vekili, ... İli, ... İlçesi, ..., 51 ada 8 parsel sayılı taşınmazda 1/3 oranında hissedar olan olan muris Kamile'nin mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ilk olarak davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin talebi üzerine hükmün Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2013/16641 Esas, 2014/14157 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK m. 7). Hakim çekismesiz yargıda re'sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir.Somut olaya gelince; ... İli, ... İlçesi, ...'te nüfusa kayıtlı ... T.C. kimlik numaralı ...'ın baba adı ..., anne adı ...'dir. 51 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında da Hüseyin evlatları ...'nın kaldığı, annelerinin ... olduğu yazılıdır. Bu kayıtlardan ...'nin ... İli, ... İlçesi, ...'te nüfusa kayıtlı ... T.C. kimlik numaralı ... isimli mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır. Bir kimse murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorunda olup varsa başka mirasçılarının mirasçılığını kanıtlama yükümlülüğü altında değildir. Bu hususun re'sen araştırma ilkesi gereğince mahkemece araştırılması gerekir. Davacı, annesi ...'ın babasının ... olduğunu, dedesi ...'nün babasının ..., ...'ın annesinin ise muris ... olduğunu ispatladığından davanın kabulüne, karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 14.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.