Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.10.2006 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen 09.02.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden söz edilerek dava reddedilmiştir. Tapulama sırasında 3335 m2 yüzölçümündeki 39 parselin 1/2payı davalılar miras bırakanı T..... Y.... adına tespit görmüştür. Tespit tarihi 24.11.1988, tutanaktaki hakkın kesinleşme tarihi 18.03.1991'dir. davada dayanılan ve biçimine uygun düzenlendiği anlaşılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi 27.12.1988 tarihini taşımaktadır. Sözleşmede satış vaadine konu taşınmazın davacıya teslim edildiği yazıldığından, burada zamanaşımı savunmasında bulunmak iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz diğer taraftan; az önce sözü edildiği üzere tespit 24.11.1988 tarihinde yapıldığından dayanılan sözleşme ise bu tarihten sonraki bir tarihi taşıdığından olayda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı da yoktur. Mahkemece çekişmenin esası incelenerek bir sonuca ulaşılması yerine davada dayanılan hakkın tespit tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığı göz ardı edilerek istek yazılı olduğu şekilde reddedildiğinden, karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.