MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/05/2013NUMARASI : 2012/186-2013/249Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.02.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, tapuda Hazine adına kayıtlı iken 4706 sayılı Kanun kapsamında Eyüp Belediyesi adına tescil edilen 175 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davalı belediye tarafından diğer davalı V. B. 4706 sayılı kanun uyarınca satıldığını, onun da taşınmaz üzerinde bulunan binada birinci katta bulunan daireyi arsa payı ile birlikte E.. H..'a, davalı E.. H.. tarafından da kendisine satış vaadi sözleşmesi ile satışının vaat edildiğini ileri sürerek taşınmazda satın aldığı bağımsız bölüme isabet eden arsa payının adına tescilini talep etmiştir.Davalı Belediye vekili ve davalı V.. B.. ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 175 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davalı belediye adına kayıtlı olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin ifa imkanı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4706 sayılı Kanunun 4. maddesinin (d) bendi gereğince; “ …Belediye ve mücavir alan sınırları dışında, köy ve mezraların yerleşme alanı içinde bulunan ve yüzölçümü beş bin metre kareye kadar olan Hazineye ait taşınmaz mallar kullanıcılarına ... rayiç bedel üzerinden doğrudan satılabilir.”Tapuda arsa niteliğinde kayıtlı olmasına rağmen ileride kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulduğunda bir paya bağlanacak bağımsız bölümün ayrı bir taşınmaz niteliği kazanmadan önce satışının vaat edilmesi 24.04.1978 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında tartışılmış, anılan kararın sonuç bölümünde “634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra, ana taşınmazda henüz kat mülkiyeti ya da irtifakı kurulmadan önce, bağımsız bölüme ilişkin ve arsa payı ile bağlantılı veya bağlantısız, eş deyişle arsa payı belirlenmiş veya belirlenmemiş olarak noterlerce düzenlenen kat mülkiyeti ya da kat irtifakı satış vaadi sözleşmesinin geçerli olduğuna, bu tür bir satış vaadi sözleşmesinin tapu memurunca düzenlenmesinin zorunlu bulunmadığı” benimsenerek tapuda arsa niteliğinde kayıtlı olmakla beraber üzerine bina yapılan ve henüz kat irtifakı veya mülkiyeti kurulmamış taşınmazlarda satış vaadi sözleşmesi yapılabileceği, bu sözleşmelerin geçerli hüküm veya sonuç meydana getirebileceği kabul edilmiştir.4706 sayılı Kanun uyarınca davalıya satılan taşınmazın üçüncü kişiye devrine ilişkin kanunda bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının dayandığı satış vaadi sözleşmeleri hüküm ve sonuç meydana getirir.Somut olayda; her ne kadar mahkemece davanın reddine karar verilimiş ise de dava konusu taşınmaz arsa niteliği ile davalı Eyüp belediyesi adına tapuda kayıtlıdır. Dava konusu taşınmazın sekiz eşit taksit ile davalı V.. B..'a satıldığı, satış bedelinin tamamının ödendiği ve 4706 sayılı Kanun uyarınca davalı V.. B..'a devredilmesi için gereken tüm şartların gerçekleştiği davalı Belediye tarafından gönderilen işlem dosyasından anlaşılmaktadır. Bu durumda; mahkemece 175 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki binanın kat irtifakı kurulacakmış gibi bağımsız bölümlerine düşen arsa paylarının keşif yapılarak bilirkişiye hesaplattırılıp , bağımsız bölümlerin her birinin arsa payını bulup bu mülkiyet payının davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 11.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.