MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/02/2015NUMARASI : 2015/42-2015/133Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.06.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı D.. A.Ş.vekili ile duruşmasız olarak Hazine vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 20.10.2015 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı vekili Av. B.. A.. duruşmasız temyiz eden davalı Hazine vekili Av. M...A... ile karşı taraftan davacı vekili Av.E... A... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _Davacı, 2003 yılı kadastro çalışmaları sırasında mera niteliğindeki taşınmazın davalılardan Hazine adına hali arazi olarak tescil edilerek davalı D... A.Ş’ye satış yoluyla devredildiğini, taşınmazın mera niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.Davalı Hazine, taşınmazın ihale ile davalı D.. A.Ş’ye satıldığını, ihalenin iptali isteminin hükmen reddedildiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini; davalı Demiraslan A.Ş. ise taşınmazı ihale ile edindiğini, ihalenin iptali isteminin hükmen reddedildiğini, taşınmazın öncesinin de mera olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüyle taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiştir.Hükmü, davalı Hazine vekili ve davalı D... A.Ş. vekili temyiz etmiştir.Dava, tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılması istemine ilişkindir.4342 sayıl Mera Kanununun 9. maddesine 4916 sayılı yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5.maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır.Somut uyuşmazlıkta, tapu kaydından dava konusu 40 parsel sayılı taşınmaz 2003 yılındaki kadastro çalışmasıyla hali arazi niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, yapılan ihale sonucu 28.12.2005 günlü sözleşme ile D... A.Ş’ye satışı yapılmış, 08.12.2006 tarihinde mülkiyet nakledilmiştir. Mera komisyonu taşınmazın bulunduğu K... Köyü’nde(6360 sayılı yasa ile mahalle statüsü kazandı) mera tespit edilemediğine ilişkin tesbit tutanağı düzenlemiş, 17.10.2003-18.11.2003 tarihlerinde de askıya çıkartmıştır. 08.10.2004 günlü mera komisyon kararı ile de köy sınırları içerisinde mera bulunmadığından tahsis yapılmadığı belirtilmiştir. Bu karardan sonra mera komisyonunun 10.02.2006 tarihli kararı ile K...Köyü’ne çekişme konusu taşınmaz dışında başka parseller mera olarak tahsis edilmiş, başka kaynaklarında araştırılmasına karar verilmiştir. Yine komisyonca dava konusu 106 ada 40 sayılı parsel 4342 sayılı Mera Kanununun 5/b maddesi uyarınca mera kaynakları arasına alınmış, 17.03.2006 günlü ve 403 karar numaralı karar ile de K.. Köyü’ne tahsis edilmiş, itiraz da reddedilmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun “Mera, Yaylak ve Kışlak Olarak Tahsis Edilecek Yerler” başlıklı 5.maddesinin b bendinde “Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak vekışlak olarak yararlanabileceği anlaşılan yerler,” mera olarak tahsis edilebileceği belirtilmiştir. Anılan yasanın 9. maddesine 4916 sayılı yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5. maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır. Somut olayda, açıklanan biçimde işlem yapılıp yapılmadığı hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle, dava konusu taşınmazın mera kaynakları arasına alınmasına ilişkin işlem yapılıp yapılmadığı araştırılarak, izin verilmiş ise mera kaynakları arasına alınmasına, aksi halde taşınmazın mera kaynakları arasına alınmaması gerekir.Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar bir yana bırakılarak eksik araştırmaya dayalı yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100.00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmalı temyiz eden davalı Demiraslan A.Ş’ye verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.