Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9278 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5463 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/03/2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19/12/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, davalının 813 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 213/6992 payı 14/12/2012 tarihinde 6.000-TL bedelle satın aldığını, satış işlemi yapıldıktan sonra müvekkiline noter kanalıyla herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, davalı adına kayıtlı payın önalım nedeniyle müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalı, satın alma işleminden önce davacıyla görüşüldüğünü ve onay alındığını, 25.000-TL’ye satın aldığını, 498,00-TL masraf yaptığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Dava konusu olaya gelince; davalı yargılamanın devamı sırasında 24.11.2014 tarihinde, davaya konu 813 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 13 no’lu binanın zemin katının paydaşlarca kendisine satıldığını, bu bölümün satan kişilerin tasarrufunda olduğunu, davacının ise aynı binanın üst katında oturduğunu, bu nedenle fiili taksim bulunduğunu ileri sürmüştür. Davalının fiili taksim savunması üzerinde durularak, bu konuda araştırma yapılması, tarafların delillerinin değerlendirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.