Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9275 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5429 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16/04/2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19/12/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.31/07/2007 tarihli ve 5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesinde, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı ve devredilemeyeceği hükmü mevcuttu. 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde yapılıp 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir. Dava konusu olaya gelince, dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre dava konusu taşınmazda elbirliği mülkiyeti söz konusudur. Yukarıda bahsedilen 30.04.2014 tarihli kanun değişikliğiyle, paylı mülkiyete tâbi taşınmazdaki borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yoluyla satışının mümkün hale geldiği gerekçe gösterilerek, mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davaya konu 117 ada 2 parsel, 142 ada 467 parsel ve 169 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar elbirliği ortaklığı şeklinde tapuda kayıtlı olduklarından, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, pay satışının mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.