MAHKEMESİ : Kadirli 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/03/2010NUMARASI : 2007/21-2010/113Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.09.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne karar verilmiş, davalının tavzih talebinin reddine ilişkin verilen 07.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. Ş.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı H.. Ş.. davayı kabul etmiş, diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalı H.. Ş.. vekili 06.09.2013 havale tarihli dilekçe ile kararın tavzihini istemiş mahkemece 07.11.2013 tarihli ek karar ile talebin reddine karar verilmiş olup davalı H.. Ş.. vekili bu ek kararı temyiz etmiştir.Hükmün tashihi ve tavzihi HMK'nın 304 ve 305. maddelerinde düzenlenmiştir.HMK'nın 304. maddesinde “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hakim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.”HMK'nın 305/1. maddesinde ise “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.” biçiminde düzenlenmiştir.Somut olayda; davacılar vekili dava konusu 314 parsel sayılı taşınmazda davalıların murisleri M.. Ş..'den gelen hisselerin davacı K. Ş. ve diğer davacıların murisi A.. Ş.. ile birlikte ortak alındığını, tapuda davalılar murisi adına kayıtlı olduğunu sonradan devredileceğinin kararlaştırıldığını, devredilmediğini belirterek davalılar adına olan hisselerin 1/5'ine tekabul eden hissenin davacı K. Ş. adına 1/5'ine tekabul eden hissesinin ise diğer davacılar adına tescilini istemişlerdir. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu ibraz edilen fen bilirkişi raporunda dava konusu 314 parsel sayılı taşınmazda davalıların toplam hisselerinin 672/2368 olduğu belirtilerek bu pay 5 ile genişletilerek bulunan 3360/11840 paydan 672/11840 pay davacı K.. Ş.., 672/11840 pay davacı A.. Ş.. mirasçıları kalan 2016/11840 pay ise davalıların üzerinde kalacak şekilde pay dağıtım cetveli düzenlenmiş bu cetvelde davalılara düşen 2016/11840 payda davalı H.. Ş..'in payı 537/11840 olarak gösterildiği halde mahkemece 26.03.2010 tarihli kararda davalı H.. Ş..'in payı maddi hata sonucu 153/11840 pay olarak belirtilmiş ayrıca davalılardan M.. Ş..'in oğlu M.. Ş..'in ismi de Mehmet oğlu M.. Ş.. olarak hatalı yazılmıştır. Bu hususlar maddi hataya ilişkin olup tashihen düzeltilebileceğinden mahkemece verilen 07.11.2013 tarihli ek kararın kaldırılarak mahkemece yeniden karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 07.11.2013 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve 26.03.2010 tarihli hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 10.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.