Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9257 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17564 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı; 19.02.2009 tarihli haricen düzenlenen sözleşme uyarınca davalıya ait bir kısım borçların ödendiğini buna rağmen davalı tarafça taahhüt edilen 883 parsel sayılı taşınmazın tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek sözleşme hükümlerine göre öncelikle davalı adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini, bu talebin kabul edilmemesi halinde taşınmazın değeri olan 50.000.00 TL’ nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili 14.06.2012 günlü cevabında; Taraflar arasında 19.02.2009 tarihli harici sözleşmenin düzenlendiği ancak davacı tarafça sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediğini, borcun kapatılmadığını sözleşmede sözü geçen icra takip borcunun ödenmemesine rağmen ödenmiş gibi çekle ilgili takipten araya giren hatırlı kişi için vazgeçildiğini ve davacı tarafça sadece 2.000 TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, haricen düzenlenen sözleşmenin geçersiz olduğu, davacının sözleşmedeki ödemeleri yapmadığı, sadece 2.000 TL ödeme yaptığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava; haricen düzenlenen ve davalı tarafça imzalanan karşılıklı borçlara havi satış sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Sadece davalı ...’nın imzasını taşıyan 19.02.2009 tarihli yazılı belge ve 2.000 TL ödemenin yapıldığı her iki tarafında kabulünde olup uyuşmazlık konusu değildir. Anılan harici belge içeriğine göre; davacı ... .... İcra Müdürlüğü’nün 2008/1317 Esasında kayıtlı takibe konu alacaktan bakiye kalan 9.763.00 TL’ yi davalı ...’nın borcuna mahsuben dava dışı ...’nce ödenecek ve adı geçen şirket tarafından verilecek İbraname karşılığı davalı ... adına kayıtlı 883 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı davacıya devredilecektir.Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı ... tarafından davacının kardeşi ... aleyhine 25.12.2008 tarihinde 20.09.2008 tarihli 15.000 TL çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus yolla 2008/1317 Esas sayılı dosya üzerinden icra takibi yapıldığı ve 20.02.2009 tarihinde takipten vazgeçilmesi nedeniyle takibe konu çekin alacaklı ...’ya iade edildiği görülmüştür.Yine dava dilekçesine ekli icra takip kartı başlıklı belge fotokopisi içeriğine göre; davacı ... tarafından davalı ... imzasına 2.000.00 TL ödeme yapıldığı ayrıca 2008/1317 Esas sayılı takip dosyası kastedilerek açıkça borçlu ile anlaşıp bakiye alacağının tamamını haricen anlaşıp tahsil ettim. Av. ...’nu ibra ediyorum 19,02,2016 şehrinin ... tarafından imzalandığı ve takip konusu çekin davacı ... imzasına teslim edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili borcun ödenmediğini ancak hatır için çekin iade edildiğini savunmuş ise de bu iddiasını yazılı delil ile kanıtlaması gerekir. (HMK m. 200)Tüm bu açıklamalara göre 19.02.2009 tarihli harici sözleşmenin taraflarca kabul edildiği ve sözleşme kapsamına ve tarafların beyanlarına göre nakten 2.000 TL ve icra dosyasından kalan bakiye 9,763,00 TL’nin davacı tarafça ödendiği kanıtlanmış olmaktadır.1)Davanın dayanağı olan taşınmaz satış sözleşmesinin haricen düzenlenmesi nedeniyle TMK’nın 706 Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60 maddeleri hükümlerince resmi biçim koşuluna uyularak yapılması gerektiğinden geçersizdir. Davacı geçersiz sözleşmeye dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunamaz. Bu nedenle tapu iptali ve tescil isteminin reddine dair kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.2) Bedele ilişkin temyiz itirazlarına gelince, yukarıda yapılan açıklamalara ve davalı ...’nın da imza inkarında bulunmadığı 19.02.2009 tarihli belge içeriği ve ödemeye dair belgedeki imzalar ve icra takip dosyası içeriği birlikte gözetildiğinde çoğun içinde azda vardır kuralı gereği (2,000,TL +9,763 TL)=11,763 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasını karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itiraflarının reddine, 2 nolu bentte yazılı sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.