MAHKEMESİ : Perşembe Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/06/2012NUMARASI : 2011/370-2012/302Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.03.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacılar, maliki oldukları 129 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar yararına, davalılara ait 16 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Mahkemece, davacıların maliki olduğu 129 Ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmaz lehine, 129 Ada 16 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Somut olaya gelince; mahkemece, hükme esas alınan 07.05.2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda 17 parsel sayılı taşınmazın genel yola ulaşabileceği güzergah tespit edilmiş ise de 18 parsel sayılı taşınmaza ilişkin güzergah belirlenmeden lehine geçit hakkı tesis edilmiştir. Kesintisizlik ilkesi gereği geçit hakkı kurulurken lehine geçit istenen taşınmazdan genel yola ulaşıncaya kadar bütün taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmesi gerekir.Bu durumda mahkemece davacılardan N. Ç. maliki olduğu 129 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yararına da güzergah belirlenerek geçit hakkı kurulması gerekirken sadece 17 parsel sayılı taşınmazı genel yola ulaştıracak şekilde geçit hakkı tesisi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.