Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9227 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5294 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Söke 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/11/2013NUMARASI : 2013/110-2013/564Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/03/2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/11/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı K.. Ç.. vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.Davalı K.. Ç.. vekili, 5359 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı verilmesi halinde zeytin ağaçlarının kesileceğini, yağmurlar nedeniyle taşkınlar olacağını, müvekkilinin arazisine zarar vereceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, 1782 parsel sayılı taşınmaz lehine 5359 parsel sayılı taşınmaz üzerinden 29.07.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda mavi renkle gösterilen bir numaralı güzergahtan 4m. genişliğinde 340 m2 lik kısım üzerinde geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ile davalı K.. Ç.. vekili temyiz etmiştir.Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan 29.07.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda, üzerinden geçit tesis edilen bir numaralı alternatif olarak belirlenen 5359 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yolun eğiminin çok dik ve ulaşımın çok zor olacağı, yolun yapımının büyük hafriyatı gerektireceği ayrıca dik dere yatağından geçtiğinden yıl içinde yağan yağışlar nedeniyle yolun bozulmasına neden olacağı belirtilmiştir. Davalı 5359 sayılı parsel maliki K.. Ç.. vekili, yargılama esnasında taşımazından geçit tesis edilmesi halinde erozyona neden olacağı, taşkınlar meydana geleceği ve taşınmazının büyük ölçüde zarar göreceğini ileri sürmüş ise de, mahkemece bu hususta araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Mahkemece, davalının savunması üzerinde durularak uzman bilirkişilerden bir numaralı alternatif üzerinden geçit tesis edilmesinin mümkün olup olmadığı, taşınmazda erozyona, taşkınlara neden olup olmayacağı, bu şekilde sakıncalara sebep olacak ise alınabilecek önlemler olup olmadığı, var ise maliyetleri, davacının katlanabileceği boyuttaki harcama ile sakıncalarının giderilip giderilemeyeceği hususlarını açıklığa kavuşturacak şekilde rapor alınmalı eğer bir numaralı alternatif üzerinden geçit tesis edilmesi hiçbir şekilde olanaklı değil ise Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda belirlenecek başka alternatifler üzerinde durulmalıdır. Diğer yandan, bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar verilmesi eğer bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu haller var ise, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmesi gerekirken gerekçeleri yeterince bilirkişi raporunda ve kararda irdelenmeden 4 m. genişliğinde geçit hakkı tesisine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ayrıca, mahkemece ziraat mühendisi bilirkişi raporunda ikinci alternatif için belirlenen geçit bedeli depo ettirilerek ve üzerindeki ağaç bedelleri eklenmeden bir numaralı alternatif üzerinden geçit tesisine karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı K.. Ç.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatıran tarafa iadesine 09.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.