MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.10.2014 gününde verilen dilekçe ile yükleniciden haricen satın alınan taşınmazın tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Dava, taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotek şerhlerinin kaldırılması suretiyle tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, ayrıca haciz ve ipoteklerin kaldırılması talebinin husumetten reddine dair hüküm kurulmuştur.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Davacı, dava dilekçesinde tapu kaydı üzerinde mevcut haciz ve ipoteklerin de kaldırılmasını talep etmiştir.Tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır. Geniş anlamda tescil ise kütüğe yazılan her husustur. Nitekim kütük sahifesinde mülkiyet, rehin ve irtifak hakları sütunları dışında bir de "şerh" ve "beyanlar" adı altında iki sütun daha vardır. Ancak bir hususun şerh veya beyanlar sütununa yazılması taşınmazın ayni hakka ilişkin statüsünde bir değişiklik meydana getirmez.Şerhten amaç; ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolaysıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez.TMK’nun 1009 ila 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 54 ila 66. maddelerinde düzenlenen şerhler, üç amaca yönelik bir tapu işlemidir. Şahsi hakların kuvvetlendirilmesini, malikin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını ve muvakkat (geçici) tescilin tapu kütüğüne yazılmasını sağlar. Tapu kütüğüne şerh edilebilecek şahsi haklara gelince;TMK’nun 1009. maddesinde arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça “Tasarruf yetkisinin kısıtlanmasında” başlıklı TMK’nun 1010. maddesinde de aşağıdaki sebeplere dayanan tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceği belirtilmiştir;1-Çekişmeli hakların korunmasına ilişkin mahkeme kararları,Örneğin; ifa edilmediği takdirde sahibine, malike karşı TMK’nun 716. maddesine göre cebri tescil davası açma hakkı veren şahsi haklar. Buradaki şerhin amacı üçüncü şahısların TMK’nun 1023.maddesine istinaden ayni hak iktisabını önlemektir. İkinci guruptaki haklar ise, taşınmazla ilgisi olmayan alacak haklarıdır. Buradaki amaç ise İİK’nun 277. maddesi anlamında alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazı temlik edip, bu alacakların tahsilini imkansız kılmaya yönelik olarak taşınmaz malikinin yapacağı tasarrufi işlemleri önlemektir.2-Haciz, iflas kararı veya konkordato ile verilen süre,Bu halde yalnızca ilgili işlemlerin taalluk ettiği nispette taşınmaz malikinin taşınmaz üzerindeki tasarruf işlemleri alacaklılara karşı geçersiz olur ve bu hususlarda TMK’nun 1023. maddesi uygulanmaz.3-Aile yurdu kurulması, art mirasçı atanması gibi şerh verilmesi kanunen öngörülen işlemler tapu kütüğüne şerh verilebilir.Bu tür bir şerhle sonraki müktesipler kanundaki mükellefiyetlere katlanmak zorunda kalır.Diğer taraftan TMK’nun 1011. maddesi hükmü gereğince de; iddia edilen bir ayni hakkın güvence altına alınması gerekiyorsa ve tasarruf yetkisini belirleyen belgelerdeki noksanlıkların sonradan tamamlanmasına kanun olanak tanıyorsa hakkın geçici şerhi olanaklıdır.Tüm bu açıklanan hakların şerhi koşulların bulunması halinde şerh tapu müdürlüğünce konulabileceği gibi hükmen de tapuya yazılabilir.Diğer taraftan şerhin terkinine ilişkin davalarda şerh lehtarının davada davalı olarak yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir.O halde mahkemece, tapu kaydında mevcut haciz şerhleriyle ve diğer takyidatlarla ilgili kayıt ve belgelerin ve icra takip dosyalarının celbedilerek şerh lehtarlarının davaya dahil edilmesi ve şerh lehtarlarının savunması alındıktan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken usulüne uygun olmayan ara kararına dayanılarak bu konuda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.