Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9162 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5388 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ödemiş 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/02/2014NUMARASI : 2012/386-2014/82Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.05.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı M.. A.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile 308 no’lu parsel yararına 307, 312, 313, 314, 315 ve 316 parsellerden 02.10.2013 tarihli fen bilirkişiler raporunda mor renkle belirtilen 307 no’lu parselden (G) harfli 192,55 m2, 312 no’lu parselden (A) harfli 160,44 m2, 313 no’lu parselden (B) harfli 141,13 m2, 314 no’lu parselden (C) harfli 125,92 m2, 315 no’lu parselden (E) harfli 163,50 m2 ve 316 no’lu parselden (F) harfli 147,28 m2 olmak üzere toplam 930,82 m2’lik kısımdan geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, davalı M.. A.. vekili temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanunu’nun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.Bu bilgiler ışında somut olaya bakıldığında; 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı M.. A.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Yargılama sırasında 02.11.2010 tarihinde yapılan keşif sonrası ibraz edilen 11.11.2010 tarihli fen bilirkişi raporundan kırmızı renkle gösterilen 312, 313, 314, 315 ve 316 parsellerin batı sınırı ile 307 parselin güney sınırından belirlenen 1. seçenekte, (C) harfli 307 parseldeki geçit kısmının 3 metre eninde toplam 149,85 m2 olduğu açıklanmış, 06.12.2010 tarihli ziraat bilirkişi raporunda ise geçit yeri olarak 1. seçeneğin tamamı üzerinde herhangi bir ağaç ve yapı bulunmadığı belirtilmiştir. Daha sonra 06.04.2012 tarihinde yapılan keşif sonrası aynı fen bilirkişileri tarafından ibraz edilen 03.05.2012 tarihli raporlarında yine kırmızı renkle gösterilen 312, 313, 314, 315 ve 316 parsellerin batı sınırı ile 307 parselin güney sınırından belirlenen 1. seçenekte, (C) harfli 307 parseldeki geçit kısmı üzerinde 26 adet kavak ağacı ve 1 adet söğüt ağacının bulunduğu belirtilmiştir. Son olarak 23.09.2013 tarihli keşif sonrası ibraz edilen ve hükme esas alınan 02.10.2013 tarihli fen bilirkişiler raporunda ise; daha önceki bilirkişilerce kırmızı renkle ve 1. seçenek olarak belirlenen geçit kısmı bu sefer mor renkle gösterilmiş ancak 307 parselden kurulan ve (G) harfi ile belirtilen geçit yerinin davadan önce Beydağ Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/5 D.İş Esas 2010/4 Karar sayılı ihtiyati tedbir ile verilen geçit yeri olduğu ve 307 parselin güney sınırında olmadığı, parseli ikiye böldüğü belirtilerek 307 parselin iki kısma ayrılması dışında bu seçenekten geçit tesisinde sakınca olmadığı belirtilmiştir. Tüm bu anlatılanlardan sonra, mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmek suretiyle 307 parseli ikiye bölmeden parselin güney sınırından 3 metre eninde olacak şekilde geçit tesisinin mümkün olup olmadığı araştırılmalı, şayet 307 parselin güney sınırından geçit tesisi mümkün değil ise, 307 parselin güney sınırı ve 316 parselin kuzey sınırından müşterek olarak 1,5’ar metre eninde olacak şekilde geçit tesisinin mümkün olup olmadığı, bu da mümkün değil ise 316 parselin kuzey sınırından 3 metre eninde olacak şekilde geçit tesisine, gerekçesi de belirtilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekir.Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı 307 parseli ikiye bölecek şekilde geçit tesisi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.Kabule göre de, davanın başlangıcında 308 parsel maliki olan M.. S.. tarafından açılan davada, 308 parseli yargılama sırasında satış suretiyle M. A. devrettiği ve HMK’nın 125/2 maddesince bu kişinin da davaya katılarak davacı sıfatıyla davaya devam ettiği, M.. S..’nun davacı sıfatının kalmadığı anlaşılmasına göre gerekçeli karar başlığında her iki kişinin de infazda tereddüt yaratacak şekilde davacı olarak gösterilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı M.. A.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 08.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.