MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.12.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, ... Noterliğinin 10/05/1974 tarihli 9199 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi ve ferağa icbar sözleşmesi ile davalılardan ... ili ... ilçesi ... köyünde bulunan Haziran/309 tarih ve Y:14 cilt 1 sahife 26 da kayıtlı 10 dönümlük tarla ile aynı köyde bulunan Şubat/323 tarih 79 numarada kayıtlı tarlaları murisleri babaları ...'den intikal edecek olan miras hak ve hisseleri satın aldığını belirterek Şubat/323 tarih numara 79 da kayıtlı taşınmazın bilahare ... köyü 157 parsel numarasını aldığını, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı yargılama sırasında Haziran 309 tarih 14 nolu taşınmazla ilgili davasından feragat etmiştir.Davalı ..., 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Davalılar ... ve ... 08.05.2014 tarihli duruşmada ... Köyü 157 parsel sayılı taşınmazla ilgili davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir.Mahkemece, dava konusu edilen 157 parsel numaralı taşınmazın yüzölçümünün 37.700,00 m2 ve mutlak tarım arazisi niteliğinde ve tescili talep edilen miktarın ise 6,283.33'er m2 olduğu miktar itibariyle bölünemez arazi kapsamında kaldığı bu nedenle hiçbir şekilde pay satışının mümkün olmadığı anlaşıldığından kanunun yasakladığı bir hususun tapu iptali ve tescil davası yoluyla da uygulanmasının mümkün bulunmadığı bu nedenle diğer hususlar incelenmeksizin ve davalıların kabul beyanları da dikkate alınmaksızın 157 parsel sayılı taşınmazla ilgili davanın esastan reddine ve diğer taşınmazla ilgili davadan da feragat edildiğinden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yazılı biçimde hüküm kurulmuştur.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davalılar 157 parsel sayılı taşınmazla ilgili davayı kabul etmişlerdir. Dava konusu 157 parsel sayılı taşınmaz kaydı incelendiğinde davacı ...'nun 13/36 pay sahibi olduğu anlaşılmaktadır. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemek amacıyla yeniden bazı düzenlemeler yapılmış; asgari tarımsal arazi büyüklüğünün mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemeyeceği, ifraz edilemeyeceği, hisselendirilemeyeceği belirtilmiştir.5578 Sayılı Kanunla değiştirilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de mevcut payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.Somut olayda; davalılar murisleri ...'den gelen miras payları için satış vaadinde bulunmuş olup davacıda aynı taşınmazda paydaş olduğundan taşınmazın bölünmesi de söz konusu olmayıp dava konusu edilen paylarla birlikte davacının sadece pay oranı yükselecektir. Bu nedenlerle paydaşlar arasında pay devri mümkün olduğundan 157 parsel sayılı taşınmazda davalılara murislerinden gelen payların tespiti ile davanın kabulü gerekir iken 5403 sayılı Yasanın 8. maddesi hükmü içeriği yanlış yorumlanarak yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.