Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9103 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1407 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 21.12.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine birleştirilen elatmanın önlenmesi ve kal davasının reddine, ecrimisil davasının kabulüne dair verilen 18.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar, ... İli ... İlçesi ... mh. 830 ada 4 parselde kayıtlı üzerinde bir adet ev bulunan taşınmazda müşterek malikler olduklarını, davalının ise 8360 ada 3 parselde bulunan taşınmazı 30.03.2004 tarihinde satın alarak komşu parsel maliki olduğunu, dava konusu taşınmazı 1982 yılında satın aldığını ve satın aldığı sırada taşınmazın bulunduğu eski 708 ada 8 parsel imarın uygulama alanı dışında komple tek tapu halinde iken 219/34500 hisseyi satın alarak malik sıfatı kazandığını, davacıların kendi hissesine tekabül eden kısma yapı yaptığını, 2981 sayılı yasaya görede gerekli müracaatları yaparak oturma iznini, numarataj belgesini, elektrik ve su aboneliğini yaptırdığını, akabinde de imar uygulaması yapıldığını, imar uygulaması sırasında önceden inşaat ve oturma izni verilen evin bir kısmının davalının sonradan satın aldığı 8360 ada 3 parsel de kaldığını, tapuya dönüştürülürken davalının sonradan satın aldığı taşınmaza taşkın hale getirildiğini, iyi niyetli olduğunu ve dava konusu taşınmazın 2981 sayılı yasaya göre yapılan 18. madde imar uygulaması esnasında yapılan teknik hata sonucu davalı adına tescil edilen kısımda kaldığını, taşınmazın o tarihteki eski malikinin de imar uygulamasına itiraz etmediğini ve askı tutanaklarının kesinleştiğini belirterek; vekil edene ait 8360 ada 4 parselde kain evin davalıya ait ... İli ... İlçesi ... mh. 8360 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaza 2981 sayılı yasanın 18. maddesine göre yapılan imar uygulaması sonrası evin taşkın hale getirilen kısmının takdiren bedelsiz veya mahkemece belirlenecek uygun bir bedel üzerinden hisseleri oranında tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya konu taşkın yapı ile ilgili olarak ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1240 Esas sayılı dava dosyası ile elatmanın önlenmesi kal ve ecrimisil talepli dava açtıklarını her iki dosyanın birleştirilmesi gerektiğini bildirmişler esas yönünden ise davacının hak düşürücü süre ve zaman aşımı süresini geçirdiğini, ayrıca taşınmazı 30.03.2004 tarihi itibariyle satın aldığını, tasarufta bulunmak istemesi üzerine görüştüğü müteahhitler tarafından davacının taşkın yapısı nedeniyle parsel üzerine bina yapılmasının mümkün olmadığının bildirildiğini, davacı tarafından imar mevzuatına aykırı yapılan ve ruhsatsız olan kaçak yapı niletiğindeki binanın davalının taşınmazına taşan kısımlar yönünden iyi niyet iddiasının kabul edilemeyeceğini bildirip davanın reddini istemiştir. Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1240 Esas sayılı davacısı ... davalısı ... olan, 8360 ada 3 parsel no'lu taşınmaza vaki el atmanın önlenmesi kal ve ecrimisil davası eldeki dava ile birleştirilmiştir.Mahkemece, tapu iptali tescil davasının reddine birleştirilen dosyada elatmanın önlenmesi ve kal e ilişkin davanın reddine, ecrimisil talebine ilişkin davanın kabulü ile 283,79 TL ecrimisil bedelinin birleştirilen dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte birleştirilen dosya davalılarından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava konusu parsellerin imar sonucu oluşmuş bulunması, dikkate alındığında temliken tescil isteminin reddi doğru görüldüğünden davacı vekilinin tüm itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davalı vekilinin temyizine gelince;Bilindiği üzere yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz'ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus Türk Medeni Kanunu'nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır. Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Zira dava konusu 8360 ada 3 ve 4 parsellerin imar parseli olması ve tecavüzlü kısmın imar uygulaması sonucu davacı parselinde kalmış olması nedeniyle yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bir değerlendirme yapılması gerektiği halde yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda 1 no'lu bentte yazılı nedenlerle davacı- karşı vekilinin temyiz itirazlarının reddine 2. bent uyarınca davalı- birleştirilen dava davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yazılı nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana aidesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,03.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.