Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9064 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3852 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 25.04.2013 gününde verilen dilekçe ile İntifa Şerhinin Tapudan Fekki ile Maddi ve Manevi Tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 12.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.11.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A RDavacılar vekili 25/04/2013 tarihli dilekçesi ile 496 parsel sayılı akaryakıt istasyonu ve arsası cinsli taşınmazı 18.4.2013 tarihinde tapudan satın aldıklarını, eski malik ile davalı arasında 08/03/2007 tarih ve 1394 yevmiye sayılı 15 yıl süreli intifa şerhinin Rekabet Kurulunun 2002/2-2003/3 sayılı tebliğ ve kararlarına göre en fazla 5 yıl süreyle tesis edilebileceği, şerh hukuka uygun olsa bile şerhin 08/03/2012 tarihinde son bulduğunu ileri sürerek tapu kaydından silinmesini, 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 20.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, Rekabet Kurulunun 12/03/2009 tarihli kararına göre eski malik ... Şirketi ile 08/03/2012 tarihinde 5 yıl süreli yeni bir bayiilik sözleşmesi akdedildiğini, davacıların ve dava dışı eski malik ... Şirketinin sözleşmeyi tek taraflı olarak 24/04/2013 tarihinde sonlandırdığını, bu nedenle 29/07/2013 tarih ve 14710 yevmiye numaralı davaya konu intifa hakkını tapudan terkin ettirme yetkisi içeren vekaletname düzenlenerek davacı tarafa gönderildiğini, ayrıca davacılar tarafından taşınmazın üçüncü kişiye kiraya verilerek kira geliri elde etmesi nedeniyle zararının bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, intifa hakkının fesih tarihi olan 24/04/2013 tarihinde son bulduğu; ancak, davalı tarafından 29/07/2013 tarihli vekaletname ile davacıların şerhin silinmesi hususunda tevkil edilmiş olduğu gibi TMK'nın 796. maddesince vekaletnameye gerek olmadan da şerhin kaldırılmasını talep etmelerinde her hangi bir engel de bulunmadığı; davacıların 24.04.2013 tarihli ihbarnameleri ile kabul ettikleri, taşınmazın dava dışı ...'a kiraya verilmiş olduğu hususları nazara alınarak, zarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Bir dava açıldıktan sonra da sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkündür. Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan, davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemez.6100 sayılı HMK'nın 125/2. maddesine göre "Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa devralmış kişi görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden devam eder."Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re'sen dikkate alınacaktır. Ancak hakim, dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davayı reddetmeyip davayı veya savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan HMK'nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmak üzere diğer tarafa önel verecektir. Somut olayda; dosya içerisindeki tapu kaydının incelenmesinde dava konusu 496 parsel sayılı taşınmaz davacılar adına kayıtlıyken yargılama sırasında 14.01.2014 tarihinde dava dışı ...'a satılarak tapudan devredildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ve 6100 sayılı HMK'nın 125/2. maddesi uyarınca davacıya yeni maliki usulüne uygun olarak davaya dahil ettirilerek onun huzuruyla kaldığı yerden devamına karar verilmesi gerekir. Taşınmazı devreden kişinin huzuruyla davanın görülüp sonuçlandırılması doğru değildir. Mahkemece, HMK 125. maddesi hükmü gereğince işlem yapılmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,01.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.