Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9060 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3645 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.10.2012 gününde verilen dilekçe ile miras payının temliki sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.11.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekilleri Av. ... ve Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A RDavacı vekili 12/10/2012 tarihli dilekçesi ile; davacı ile davalının kardeş olduklarını, ... Noterliği'nin 06/07/2011 tarih 04778 yevmiye no'lu miras payı temlik sözleşmesi ile davacının ..., 2214 ada, 9 parsel (168 m2 arsa) de miras hissesini (1/9) 1.500 TL bedelle, ... İlçesi, 22 parsel ( 10.950 m2 tarla) de miras hissesini ise 500, TL bedelle davalıya devrettiğini, aynı sözleşme kapsamındaki işlemleri yapması için davalının oğluna 17/02/2012 tarihli vekaletname verildiğini, davacının miras payını davalıya temlik ettiğini, aile dostlarına ve yakınlarına açıkladığında yakınlarının dava konusu taşınmazların, özellikle de İstanbul'daki taşınmaz hissesinin bu bedel değerinde olmadığını, daha fazla edeceği, kendisinin bu bedelle devir yapmasının doğru olmadığının söylendiğini, bunun üzerine davacının 24/08/2012 tarih ... Noterliği'nin 06651 yevmiye nolu işlemi ile davalının oğlunu azlettiğini, azil sonrasında ise davalının ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/281 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz payları için davacı aleyhine dava açtığını, söz konusu miras payı temlik sözleşmesinin aşırı yararlanma sebebiyle geçersizliğinin tespitini ve feshini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesiyle bir yıllık hak düşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiği; ayrıca, sözleşmeye konu taşınmazlar yönünden 2001 yılında şifahi olarak tüm kardeşler arasında miras paylarının devri hususunda yapılan anlaşmaya uygun olarak bedelin davacıya tamamen ödendiğini, ayrıca İstanbul'da bulunan 9 parsel sayılı taşınmazın kentsel dönüşüm projesi gereğince değer kazanmış olması nedeniyle kötüniyetle dava açıldığını, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kabulüne, miras payı temlik sözleşmesinin iptaline karar verilmiştir.Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Dava .... Noterliğinin 06.07.2011 tarih 04778 sayılı miras hakkının temlikine dair sözlemenin iptali istemine ilişkindir.01.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şeklini gösteren 6101 sayılı Yasanın 1. maddesinde "Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir." hükmü yer almaktadır.Yine 5/1. maddesinde "Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder." Yine 5/2. maddesinde "Türk Borçlar Kanunu ile hak düşürücü süre veya özel bir zamanaşımı süresi ilk defa öngörülmüş olup da başlangıç tarihi itibarıyla bu süre dolmuşsa, hak sahipleri Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıllık ek süreden yararlanırlar. Ancak, bu ek süre, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden daha uzun olamaz" hükmü yer almıştır. Bu hükme göre 6101 sayılı Yürürlük Kanununda belirtilen ek 1 yıllık sürenin gerekli şartlar bulunmadığından davada uygulama yeri yoktur.Dava konusu ... Noterliğinin 06.07.2011 tarih ve 4778 yevmiye sayılı "Düzenleme Şeklinde Miras Payının Temliki Sözleşmesi" akdedilmiş olup dava ise 12.10.2012 tarihinde açılmıştır. Bu durumda 818 sayılıBorçlar Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın hakdüşürücü süre yönünden reddine karar verilmek gerekirken davanın esasının incelenmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususlarin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.