Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9052 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3916 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.01.2010 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı vekili ... Köyünün içme suyu ihtiyacının karşılanması için ... Köyü ... Mevkiinde bulunan çakıllı pınar suyunun köye getirilmesi amacıyla gerekli çalışmaların başlatılması üzerine davalı ... Köyünün suya müdahale ederek çalışma yapılmasına engel olduklarını belirterek davalı köyün suya elatmasının önlenmesini istemiştir. Davalı ... dava konusu suyun köylerinin sınırları içinde olduğunu, kendi ihtiyaçlarının olması sebebiyle davacı köye verilmesinin mümkün olamayacağını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece verilen 06.01.2012 tarihli davacı köyün içme suyu ihtiyacı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 3. Dairesinin 04.07.2012 tarihli 2012/7980 Esas, 2012/16829 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen 07.01.2014 tarihli karar ise Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07.04.2015 tarihli 2015/3280 Esas, 2015/3773 Karar sayılı ilamıyla "keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda sekiz kaynaktan numune alındığı, yapılan analiz sonuçlarına göre sadece 10 no'lu su kaynağı Boğazören su gözesinden alınan suyun uygun çıktığının tespit edildiği, diğer kaynaklardan alınan su numunelerinin ise direk içme suyu olarak kullanılmasının uygun olmadığı ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler gösterebilecek parametreler içerdiği için direk tüketilmesinin uygun olmadığının belirtildiği bu durumda mahkemece öncelikle davacının içme suyuna ihtiyacı olup olmadığının bilimsel verilere uygun olarak tespit ettirilmesi, davalıların içme suyu ihtiyaçları olup olmadığının, tarafların bu ihtiyacı başka kaynaktan karşılayıp karşılamadıklarının araştırılması, herkesin ihtiyaçları oranında içme suyundan yararlanabileceği bir su rejimi kurulması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile taraflar arasında su rejimi kurulması suretiyle davalının suya vaki müdahalesinin men'ine karar verilmiştir. Teknik bilirkişi ... tarafından düzenlenen 12.09.2013 tarihli krokide 5 no ile gösterilen ve yeşil renk ile belirtilen ... olarak isimlendirilen kaynaktan haftanın Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri 00:01- 23:59 saatleri arasında davacı köyün faydalanmasına, haftanın Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Pazar günleri 00:01- 23:59 saatleri arasında davalı köyün faydalanmasına, taraflar arasında bu şekilde su rejimi oluşturulmasına, kaynaktan alınan suyun su depolarına aktarılması halinde bunun için kurulacak tesisin inşaa giderlerinin tesisi kuran tarafından karşılanmasına karar verilmiştir. Hükmü, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiş, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmamıştır. Şöyle ki; bozma ilamında tarafların içme suyu ihtiyaçları olup olmadığının ve bu ihtiyaçları dava konusu kaynak dışında başka kaynaklardan karşılayıp karşılayamadıklarının özellikle dosyada mevcut gıda mühendisi raporu da göz önüne alınarak araştırılması, yapılacak araştırma sonucuna göre su rejimi kurulması yoluna gidilmesi gerektiğine değinilmiş olup, mahkemece bozma ilamı sonrasında yeniden keşif yapılıp belirtilen yönleri karşılayacak şekilde yeniden heyet bilirkişi raporu alınması gerekirken, re’sen su rejimi kurulması doğru görülmemiştir.O halde mahkemece yeniden usulüne uygun keşif yapılarak, özellikle gıda mühendisinin raporu da göz önüne alınarak tarafların su ihtiyaçları ve bu ihtiyaçlarını başka kaynaklardan karşılayıp karşılamadıkları tereddüte yer bırakmayacak şekilde bilirkişi heyeti raporu ile belirlendikten sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.