MAHKEMESİ : Safranbolu Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/05/2012NUMARASI : 2009/305-2012/216Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.08.2009 ve 10.06.2010 günlerinde verilen dilekçeler ile geçit hakkı istenmesi üzerine dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı İ.. K.. vekili ve S.. C.. vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.Davacı, yola cephesi bulunmayan 101 ada 17 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı kurulmasını istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, davacıya ait 101 ada 17 parsel sayılı taşınmaz lehine dava konusu 101 ada 16 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.Hükmü, davalı İ.. K.. vekili ve S.. C.. vekili temyiz etmiştir.Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. TMK'nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Kurulan geçit hakkının TMK'nın 748/3 maddesi uyarınca tapu siciline kaydı da gereklidir.Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.Somut olaya gelince; davacının 101 ada 17 parsel sayılı taşınmazının yola cephesi bulunmadığından mutlak geçit ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki bilirkişi raporu ve paftadan dava konusu 101 ada 15 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün aleyhine geçit hakkı kurulan 101 ada 18 ve 16 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümünden daha büyük olduğu gibi yola olan cephesinin de daha geniş bulunduğu anlaşılmaktadır. Geçit hakkı kurulması davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine göre yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlardan geçit kurulması tercih edilmeli ve aleyhine geçit kurulan taşınmazların ekonomik kullanım bütünlüğünün de bozulmaması gerekir. Bu değerlendirmeler ışığında mahkemece, öncelikle dava konusu 101 ada 15 parsel sayılı taşınmadan, bunun mümkün olmaması halinde ise 101 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların ortak sınırından geçit kurulmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı İ.. K.. vekili ve S.. C.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.