Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9042 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2740 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.07.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ecrimisil, birleştirilen davada 30.11.2010 tarihinde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından istenilmekle tayin olunan 01.11.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil ... ile karşı taraftan davacılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleştirilen dava harici satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkilleri ile davalı arasında 28.09.2009 tarihli gayrımenkul satışına dair adi şekilde bir ön sözleşme akdedilerek 338 ada 3 parsel 1 no'lu bağımsız bölümün 900.000,00 TL karşılığında satışının kararlaştırıldığını, davalının satış bedelinin tamamını ödemediğini belirterek davalının haksız müdahalesinin menine meskenden tahliyesine, şimdilik 5.000,00 TL ecrimisil bedelinin ihtarname tarihinden itibaren davalıdan yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili müvekkilinin kalan borcu ödemeye hazır olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 28.04.2011 tarih ve 2011/4258 Esas, 2011/4980 Karar sayılı ilamıyla "...haricen satın alan kişinin TMK 994 maddesi hükmü gereğince haricen ödediği bedel kendisine iade edilinceye kadar taşınmazı alıkoyma bir başka ifadeyle taşınmazı kullanma hakkı bulunduğundan, ödenen miktarlar tesbit edilerek davalıya ödenmesi koşuluyla elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği ve taşınmazı haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın haksız olarak kullanan kişinin taşınmaz malikine ödemek zorunda olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil yönünden davalıyı sorumlu tutmak olanaksız olduğundan bu ilkelere göre karar verilmesi "gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi 29.05.2012 tarih ve 2010/1731 Esas 2012/475 Karar sayılı dosyasının bu dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.Birleştirilen dosya davacısı, iyiniyetli olduğunu belirterek harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede sözleşme hükümleri uyarınca ödenen 200.000,00 TL ile rızai ve iyi niyetli zilyet olarak yapmış oldukları tadilat ve iyileştirme bedelleri olan 200.000,00 TL toplamı 400.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir.Birleştirilen dosya davalılar vekili, 06.11.2011 tarihinde tevdi mahalli tayini talebinde bulunmuş ve sözleşme uyarınca ödenen 200.000,00 TL bedelin yatırılabilmesi için ... Şubesinin tevdi mahalli tayin edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece birleştirilen dava yönünden tapu iptal ve tescile yönelik davanın reddine, taşınmaza yapılan masraflarla ilgili davanın kısmen kabulü ile 105.030,00 TL'nin birleştirilen dosya davalılarından alınarak birleştirilen dosya davacısına verilmesine, peşin ödenen bedele yönelik davanın ise yargılama sırasında bedelin iade edildiği nedenle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, asıl dava yönünden ecrimisile yönelik davanın reddine, müdahalenin önlenmesine yönelik davanın kabulü ile, davalının dava konusu taşınmaza yaptığı müdahalenin önlenmesine ve taşınmazın davacılara teslimine karar verilmiştir.Hükmü, davacı-davalı vekili ve davalılar-davacılar vekilleri temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı-davalı vekili ve davalılar-davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Somut olayda; 07.12.2011 tarihli ve 13.09.2013 tarihli bilirkişi raporlarında projeye aykırı olarak bodrum kattan bahçeye ulaşım için bina çevresi betonarme perdede 3 metre genişliğinde kırım gerçekleştirerek bu kısmın önüne 1 metre genişliğinde sahanlık ve toplam 9 adet basamaktan oluşan merdiven tesis edildiği, sahanlık ve merdivenin mermer ile kaplandığı,bodrum kattan salona geçiş istikametinde sol tarafta yer alan odanın 170 cm metre miktarında küçüldüğü, zemin katta mutfak bölümün 180x313 ebatında büyütüldüğü tespit edilmiştir. Projeye aykırı olarak yapıldığı tespit edilen yapıların bedellerinin tazminat hesabında dikkate alınmaması gerekir. Bu yapıların bedeli düşürüldükten sonra tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı-davalı vekili ve davalılar-davacılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı-davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı- davacıdan alınarak davacı- davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.