MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/12/2012NUMARASI : 2010/866-2012/650Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı belediyeler vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkindir.Davacı; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olan çekişme konusu 232,82 m2'lik kısmın Hazine adına tescili gerekirken Seyhan Belediyesince imar düzenlemesine alınarak binmeli olarak 6940 m2'lik 4906 ada 2 parsel sayılı imar parseli içinde tescil edildiğini ileri sürerek, çekişmeli 232,82 m2'lik kısmın tespiti ile taşınmazın eski hale iade edilerek Hazine adına tescilini istemiştir. Davalı belediyeler, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dayanak imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı Adana B.. B.. ile Ç.. B.. vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile tapu sicili dayanıksız kalarak yolsuz tescil durumuna düşecektir. Dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekir.Çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Yasanın 3/2. maddesinde öngörülen Belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet yasa gereğince Belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazine'nin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi gerekeceği sabittir.Diğer taraftan; 775 sayılı Yasanın 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasa ile iptal edilmiş ise de; iptal kararının bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerekeceği açıktır.Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda Seyhan Belediyesinin 38 no'lu imar düzenlemesi yaptığı, 38 no'lu imar düzenlemesinin çekişme konusu alanla ilgili olarak halen geçerliliğini koruduğu, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi'nin imar uygulaması gerçekleştirdiği, Adana B.. B..nın yaptığı imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Buna göre; 38 no'lu imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemeyeceğinden mahkemece davanın kabüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.