Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8898 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4814 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/12/2013NUMARASI : 2011/383-2013/627Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.10.2011 gününde verilen dilekçe ile baz istasyonunun kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Turkcell A.Ş. vekili ve davalı C.. B.. vekili davalı Vodafone A.Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, sağlığa zarar verdiği iddiası ile davalı GSM şirketlerine ait baz istasyonunun kaldırılması isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu baz istasyonunun kaldırılmasına, davalılardan Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ. ile Avea İletişim Hizmetleri AŞ.aleyhinde açılan açılan davaların feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Hükmü, davalılar H. C. B., Vodafone İletişim Hizmetleri AŞ. ve Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.1-Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle davalı T.. A... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup, kaldırılmasına karar verilen baz istasyonunun Vodafone İletişim AŞ.'ne ait olduğunun anlaşılmasına göre T.. A... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.2-Vodafone İletişim A.Ş. vekili ve H. C. B. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Baz istasyonları, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 37. maddesi gereğince BTK tarafından bu konuyu düzenleyen Yönetmelikteki yer, ölçü ve limit değerlere göre verilen güvenlik sertifikası gereğince kurulan, günümüzde haberleşme ve iletişimin sağlanmasında önemli bir yeri olan, genel olarak alıcı/verici antenleri sayesinde elektromanyetik dalgaları (sinyalleri) alma ve gönderme işlemi yapan sistemlerdir. Konuşmanın az olduğu kırsal alanlarda 35 km’lik, konuşma trafiğinin daha yoğun olduğu şehir merkezlerinde ise 1-2 km’lik bir mesafe içinde hizmet verebilen, çıkış güçleri oldukça düşük olan cihazlardan oluşmaktadır.Ulaşılan son teknolojik gelişmelere göre, telefonla haberleşme ve iletişimin sağlıklı ve verimli olarak gerçekleştirilebilmesi için baz istasyonlarının bal peteği benzeri hücresel bir yapıda ve her bir peteğin içinde de en az bir baz istasyonu bulunacak şekilde kurulması zorunludur. Her bir istasyon kapasitesi itibariyle belirli sayıda abonenin haberleşmesini sağlayabileceğinden nüfusun yoğun olduğu yerleşim merkezlerinde daha çok sayıda baz istasyonu kurulması gerekmektedir. Şehirlerin dışına çıkartılmaları halinde hücresel yapı bozulacağından haberleşme ve iletişimin sağlanabilmesi için gerek baz istasyonlarından abonelere gerekse abonelerden baz istasyonlarına karşılıklı olarak gereğinden çok yüksek elektromanyetik dalgalar gönderilmek zorunda kalınacak, toplum sağlığı olumsuz yönde etkilenecektir. Davanın kabul edilebilmesi için öncelikle baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun bulunmadığı ve sağlığa zarar verdiğine ilişkin iddiaların kanıtlanması gerekir.Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda dava konusu baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olup olmadığı, davacının sağlığına zarar verip vermediği konusunda tarafların göstermiş oldukları deliller toplanıp yine yukarıda açıklanan Yönetmelik ve Tebliğname hükümleri dikkate alınarak belirlenecek uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporları ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan hallerde elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için, kural olarak bir zararın doğmuş olması gerekir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise bu hak kullanılabilir. Bu nedenle baz istasyonlarının uzun vadede sağlığa zarar vereceği/verebileceği, baz istasyonlarından psikolojik olarak etkilenildiği/etkilenileceği vs. şeklindeki kanıtlanması mümkün olmayan soyut iddialarla açılan davaların dinlenmesi mümkün değildir. Somut olaya gelince; mahkemece, karara dayanak yapılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.05.2012 tarihli, 2012/4-147 Esas, 2012/327 Karar sayılı kararı o somut olaya ilişkin olarak verilmiştir. Eldeki davaya konu olayda aynı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yargılama sırasında yapılan araştırmalar ve dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre davaya konu baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olarak kurulduğu ve işletilmekte olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca baz istasyonunun kararın gerekçesinde belirtilen soyut değerlendirmeler dışında davacının sağlığına zarar verdiği bilimsel delillerle de kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı T.. A... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.