Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8864 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4537 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Artova Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/01/2014NUMARASI : 2013/133-2014/7Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.12.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, köy muhtarı köye ait mera, orman ve düzlük alanlara davalı köyün elatmasının önlenmesini istemiştir.Davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı köy tüzel kişiliği temyiz etmiştir.Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3-4)31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı...” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arzeder. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Kadimlik iddiasında, yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmelidir.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında:Mahkemece çekişmeli yerin davalı Bayırlı Köyü Tüzel Kişiliği sınırları içerisinde kaldığı, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Meralara ilişkin olarak 4753 sayılı Yasaya göre mera norm kararıyla ve 4342 sayılı Mera Kanununun tahsise ilişkin hükümlerine uygun bir tahsis var ise uyuşmazlık tahsis kararı, belge ve haritalar uygulanarak çözümlenir. Tahsise ilişkin herhangi bir uygulama yapılmayan yörelerde ise meraların mutasarrıflık durumları kadim hak üzere araştırılır. Yapılan yargılamada dava konusu yerin hangi köy idari sınırları içinde kaldığı üzerinde durulmuş, yeterli inceleme yapılmaksızın kadim hak ile ilgili kurallar göz ardı edilerek karar verilmiştir. Orman Kanunun 19, 20 ve 21. maddeleri gereğince ormanlar içerisinde yer alan bir kısım açık alanların da orman içi mera olarak nitelendirildiği açıktır. Mahkemece mahallinde keşif yapılarak davacı yanın iddia ettiği orman alanları içerisinde Orman Kanununda tanımlanan ve genel uygulamalar ile belirlenen mera alanları var ise bu alanların kullanma hakkının kadim hak üzere hangi köye ya da beldeye ait olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi gerekir. Bu nedenle taraflardan bu konuya ilişkin varsa belgeleri ve tanıkları sorulup listesi alındıktan ve taraf köylerden olmayan yaşlı ve yöreyi bilen mahalli bilirkişler belirlendikten sonra taşınmaz başında keşif yapılarak belge uygulamaları yapılıp, yerel bilirkişi ve tanık beyanları tespit edilmeli, kadastro paftası uygulanmalı fenni bilirkişiye keşfi izlemeye uygun dava konusu yeri ve 101 ada 34 parselin yerlerini gösterir kroki düzenlettirilmeli sonucuna göre bir karar verilmelidir.Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.