Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8837 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4704 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/12/2013NUMARASI : 2012/325-2013/564Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.05.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit irtifakı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın davalılar A.. T.. ve F. Ö. yönünden reddine diğer davalı E.. K.. yönünden kabulüne dair verilen 11.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı E.. K.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılar F. Ö. ve E.. K.., davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalılar A.. T.. ve F. Ö.yönünden açılan davanın reddine, davalı E.. K.. yönünden davanın kabulüne karar verilerek 186 sayılı parsel lehine 190 sayılı parsel aleyhine geçit kurulmuştur. Hükmü, davalı E.. K.. vekili temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. TMK'nın 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişime neden olabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yüzölçümü daha büyük olan parsellerden geçit kurulması tercih edilmelidir. Somut olayda kuzeydeki 185 ve 191 sayılı parsellerin yüzölçümlerinin aleyhine geçit kurulan 190 sayılı parselden daha fazla olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece öncelikle kuzeydeki 185 ve 191 parsellerden geçit kurulup kurulamayacağı araştırılmalı bu konuda bilirkişilerden ek rapor alınmalı uygun görülmesi halinde bu parsel malikleri de davaya dahil edilmelidir. Bu parsellerden geçit kurulması mümkün olmadığı takdirde diğer seçeneklerin de değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; geçit davalarının niteliği gereği davalı aleyhine harç, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.