Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8824 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4621 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/12/2013NUMARASI : 2006/74-2013/525Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.02.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Maliye Hazinesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_KARAR_Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davalı Hazine vekili, davalının dayandığı tapu tahsis belgesinin taşınmazın imar planında kısmen okul, yol ve kamuya ayrılan alanda kaldığı için iptal edildiğini ve davacının bu nedenle dava açma hakkı olmadığını ve davanın kabulü için gerekli diğer şartlarında mevcut olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı Kartal Belediyesi vekili, davacının dayandığı tapu tahsis belgesinin iptal edildiğini ve davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 8977 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda “A” harfi ile gösterilen 262,76 m2 kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, davacı tarafından depo edilen bedelin payları oranında davalılara ödenmesine karar verilmiştir.Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması, -İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması, -Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması, -Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir, -Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın tapu tahsis belgesine konu 1099 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 8977 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve imar planında konut alanında kaldığı, davacıya tahsis edilen kısımdan DOP kesintisi yapıldıktan sonra davacı adına tesciline karar verilecek kısmın 262,76 m2 olduğu, bu kısmın rayiç değerinin davacı tarafından depo edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, 262,76 m2 kısma tekabül eden payın bilirkişiye hesap ettirilerek bu payın öncelikle tahsisi yapan Hazine payından, eksik kalan kısmının Hazine tarafından Kartal Belediye Başkanlığına devredilen paydan iptal edilerek davacı adına tescili gerekirken, bilirkişi raporunda “A” harfi ile gösterilen kısmın imar parseli olan taşınmazdan ifraz edilerek ayrı bir parsel numarası alacak şekilde davacı adına tesciline karar verilmesi ayrıca, Kartal Tapu Müdürlüğü yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi de doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.