Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 876 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16480 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/07/2012NUMARASI : 2009/558-2012/406Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 22.08.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kayıtlarında vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Vakıflar İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_Dava 94, 95, 749, 751 ve 752 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarındaki davacıların murisi H. B. hissesi üzerindeki “Fatih Sultan Mehmet Vakfı” şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Davalı vekili, tapulama tutanaklarında ve tapu kayıtlarında yer alan Fatih Sultan Mehmet Vakfı'nın dosyadaki vakfiye örneğinde açıklandığı üzere hayrî amaçlar için vakfiyedeki taşınmazları vakfettiğini söz konusu vakfın sahih vakıf olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı vakıflar idaresi vekili temyiz etmiştir.27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18. maddesi hükmü gereğince; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, mukataalı vakıf; zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığın çözümü için, kayda işlenen vakfın mukataalı veya icareteynli vakıflardan olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir. Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının keşfen incelenmesi, taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi, vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesi zorunludur.Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişinin avukat olması bu konuda uzman olduğunu kabule yeterli değildir. Bilirkişinin Vakıflar Hukuku alanında uzman olduğunu gösterir bir sıfat ve belgesi bulunmadığına göre 6100 sayılı HMK’nın 266. maddesi uyarınca üniversitelerin Medeni Hukuk kürsüsünde görevli ve Vakıflar Hukuku konusunda uzman olan öğretim üyelerinden rapor alınmalı, ilk tesisinden itibaren tüm tapu kayıtları ve vakfiye içerisindeki ifadeler incelenerek yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde vakfın türüne göre taşınmazlarda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığı, vakıf şerhinin kaldırılması gerekip gerekmediği saptanmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.Kabule göre de, vakıf şerhinin terkini gerektiği kanısına varıldığı takdirde, her bir parselin numarası ve maliki ayrı ayrı yazılarak ve murisin payına hasren infaza elverişli hüküm oluşturulması gerekirken mahkemece, bu hususun gözetilmemesi de yerinde değildir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.