MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.12.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ... ve ... yönünden davanın kabulüne dair verilen 30.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı vekili, 12.12.2013 tarihli dilekçesi ile 39 sayılı parsel 61.792,65 m2 tarla cinsli taşınmazda davalıların 12.02.2013 tarihinde 2191 ve 2192 yevmiye nolu resmi senetler ile dava dışı diğer hissedarlardan satın aldıkları payların önalım hakkı nedeniyle iptal ve davacı adına tescilini istemiştir.Davalılar vekili, dava konusu taşınmazda fiili taksimin söz konusu olduğunu davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazda rızai taksim yapılmadığından davalı ... ve ... yönünden davanın kabulüne depo edilen 132.355,20 Tl önalım bedelinin ...'e, 127.924,80 TL önalım bedelinin ...'ya ödenmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını k??smen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Somut uyuşmazlıkta, 398 ada 39 parsel sayılı taşınmaz 61.792,65 m2 tarla cinsli olup tapu kaydından davacı ve davalılar dışında başka paydaşlarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili yargılama sırasında vermiş olduğu dilekçelerinde eylemli paylaşım iddiasını kanıtlamak için 17.07.2014 tarihli delil listesinde 3 adet tanık göstermiş, bu tanıklardan bir tanesi ... keşif mahallinde dinlenmiş diğer 2 tanık ise... dinlenmemiştir. Mahkemece paylaşım hususunda yapılan araştırma yeterli görülmemiştir. Davalının fiili taksim yapıldığına ilişkin tanıkları 6100 sayılı HMK'nın 290/2 maddesi gereğince yeniden yapılacak keşifte dinlenerek, taraf delilleri toplanıp, özellikle zeminde davacının ve davalının veya davalıya pay satan kişilerin kullandığı yer olup olmadığının belirlenmesi ve davacının taşınmazın belli bir yerini kullanıp kullanmadığı, önceki paydaş zamanında hak iddia etmediği yere karşılık gelen payın satılması üzerine önalım hakkı nedeniyle dava açıp açmadığının araştırılması fen bilirkişiden tanıkların gösterdiği yerleri gösterir denetime elverişli rapor ve kroki alınması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.Eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar veklinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.