Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8678 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5454 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Besni 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/12/2013NUMARASI : 2012/868-2013/757Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.11.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, önalım hakkı nedeniyle dava konusu ..ada ..sayılı parselde 1/4 payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir.Davalı vekili, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edildiğini, her paydaşın fiili taksime uygun şekilde kullandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, fiili taksim bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Somut olayda, mahkemece mahallinde keşif yapılmadan duruşmada dinlenen davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek dava konusu taşınmazda fiili taksimin bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğundan mahallinde keşif yapılarak fiili taksime ilişkin mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanı keşif mahallinde alınarak davalıya pay satanın, davacı ve diğer paydaşların dava konusu taşınmazda fiilen kullandıkları yerler olup olmadığı hususu sorularak ayrı ayrı kullandıkları yerler var ise göstermeleri istenmeli, fen bilirkişiden mahalli bilirkişi ve tanıkların gösterdiği yerleri gösterir krokili denetime elverişli rapor alınmalı, toplanan ve toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.