Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8654 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4976 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.11.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... ile davalı ... (kendi adına asaleten, davalı ... adına vesayeten) tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, İİK'nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalılar ..... ve ..., ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesini talep etmiş; diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 10 adet taşınmazın satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalılar ... ve ... ile davalı ... (kendi adına asaleten, davalı ... adına vesayeten) temyiz etmişlerdir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde, dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Öte yandan, paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının da hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir. Somut olaya gelince, tapu maliklerinden olan davalı ... oğlu ...'nın dava tarihinden önce 20.02.2009 tarihinde vefat ettiği ancak adı geçen paydaşın mirasçılık belgesinin temin edilerek mirasçılarının tespit edilmemiş olduğu, diğer davalı ...'nın ise tapu maliklerinden ölü ....'nın oğlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, tapu maliklerinden ... oğlu ...'nın mirasçılık belgesinin temin edilerek dava dışı mirasçısı varsa davanın bu mirasçılarına da yöneltilmesi ve davada yer almalarının sağlanması gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.