Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8619 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 773 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.06.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A RDava, şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı ... vekili, dava konusu 4239 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ... Belediyesi’ne ait iken müvekkilinin murisi .... tarafından 06.07.1959 tarihinde satın alındığı ve bedelinin ödendiğini, taşınmaz üzerine inşaat yapılması yönünden ... Belediyesi’nden 08.07.1959 tarihinde ruhsat alındığını, taşınmazın satın alındığı tarihten itibaren muris ... tarafından kullanıldığı, ölümü ile de mirasçılar arasında 1994 tarihinde yapılan satış sonucu taşınmazın müvekkiline satıldığını, ancak taşınmazın bugüne kadar tescilinin müvekkili adına yapılmadığını belirterek dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu taşınmazın 2981 Sayılı Yasa'nın 10/b maddesi uygulaması sonucu müvekkili belediye adına tescil edildiğini, öncesinde de taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, taşınmazın imar uygulanması sonucu 4239 ada 14 parsel olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, zilyetlikle taşınmaz mal iktisabına ilişkin yasal şartların davacı ve onun ölümüyle mirasçıları lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava konusu 4239 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 3951 parsel sayılı taşınmazın 3290 sayılı yasayla değişik 2981 sayılı yasanın 10/b maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu tespit ve tescil edilmiştir. Kadastro tespitinin 03/10/1996 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 27/06/2011 tarihinde açıldığı görülmektedir. 2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi uyarınca yapılan işlem kadastro işlemi olup 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.