MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.10.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, 16.05.2014 gününde verilen karşı dava dilekçesiyle elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 31.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı-karşı davalı tarafından istenilmekle, tayin olunan 18.10.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı-karşı davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A RDava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde davalıların dava konusu 2913 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalıların murisi olan ...'na ait 1576/6320 oranındaki hisseyi satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, taşınmazın fiilen müvekkiline teslim edildiğini, sözleşmede belirtilen satış bedelinin tamamının ödenmesine rağmen tapuda gerekli intikal işleminin yapılmadığını, bu nedenlerle davalıların murisi ... adına olan hissenin iptaliyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... yargılama aşamasındaki beyanlarında davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş, davalı-karşı davacı ... sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmediğini iddia ederek elatmanın önlenmesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece, asıl davanın reddine karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hükmü davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanunu'nun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.Somut olaya gelince; davacının dayandığı...Noterliğinde düzenlenen 08.07.1999 tarihli, 25706 yevmiye no'lu satış vaadi sözleşmesinde dava konusu taşınmazın 34.657.324 Eski Türk Lirası olan satış bedelinin 5.000.000 Eski Türk Lira'lık kısmının nakten ödendiği kalan 29.657.324 kısmının farklı tarihlerde emre muharrer senetlerle ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Taraflar arasında 17.01.2003 tarihli protokolde satış vaadi alacaklısının kalan borç miktarının 18.500 TL olduğu kabul edilmiştir. Uyuşmazlık satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin tamamının ödenip ödenmediği hususundadır. Satış vaadi alacaklısı bedeli ödediğini ileri sürmektedir. Davalı taraf ise bedelin tamamının ödenmediğini savunduğuna göre mahkemece tarafların bu konuda gösterdiği deliller toplanarak satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin ödendiğinin kanıtlanması halinde davanın kabulüne, kanıtlanamaması halinde ise satış bedelinin ödenen ve ödenmeyen kısımları oranlanmak suretiyle, ödenmediği anlaşılan miktarın dava tarihindeki rayiç bedeli bilirkişiye hesaplattırılıp davacı tarafa depo ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.Mahkemece belirtilen husus gözetilmeden yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.