MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.09.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davalı ... bakımından tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, diğer davalılar ... bakımından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 10.07.2015 günlü ve 26.10.2015 tarihli tavzih talebinin kabulüne dair hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili duruşmasız olarak davalı ... vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 18.10.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili karşı taraftan davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı vekili 25.09.2013 tarihli dilekçesiyle davacı tarafından 164 ada 9 nolu parselin 01.09.2008 tarihinde davalı ...'a, kardeşi ... ile davacı arasındaki borç ilişkisine istinaden borcun teminatı olarak devredildiğini, daha sonra bu taşınmazın muvazaalı ve kötü niyetli olarak davalılar ...'a 28.6.2011 tarihinde, ...'a 14.12.2012 tarihinde ve ...'e 27.3.2013 tarihinde muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ve davacı adına tescilini, mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6500 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 19.10.2007 tarihinden itibaren tahsilini istemiştir.Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece davanın kabulüne karara verilmiştir.Davacı vekili kararda davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek 28.07.2015 tarihli dilekçe ile tavzih talebinde bulunmuştur.Mahkemece, davacı vekilinin tavzih isteğine ilişkin inceleme sonunda 10.07.2015 tarih ve 2013/283 Esas, 2015/223 sayılı Kararın gerekçe kısmında vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmadığı, bu eksikliğin tavzih yoluyla giderilebileceği anlaşılmakla hüküm kısmına 7. fıkra olarak "Karar tarihinde yürürlükte bulunan... uyarınca 18790,65 TL nispi vekalet ücretinin davalı ...'ten alınarak verilmesine, davalılar ... ..., ... ve ...'dan ise ... uyarınca 1500,00 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine 26.10.2015 tarihinde karar verilmiştir.Karar ve tavzih kararı, davalı ... vekili davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK'nın "Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi" başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur. Aynı yasanın "Hükmün kapsamı" başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."Hükmün yazılması" başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.Temyiz edilen kararın gerekçesinde, diğer davalılar bakımından davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, başlangıçta dava açılmasına sebebiyet verdikleri ve davacının bu yönde bir kusurunun bulunmadığı takdir edilerek davacı aleyhine, davalılar ..., ... ve ... lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve ... m.6 uyarınca davalılar ..., ... ve ... aleyhine ve davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmiş olup HMK 331/1 uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin de davalılardan payları oranında müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verildiği belirtilmiş ise de hüküm sonucunda vekalet ücreti yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.Ayrıca, davacı vekilinin tavzih talebi üzerine mahkemece dosyadan el çekilmiş olmasına rağmen tavzih kararı ile birlikte davalıların vekalet ücretiyle sorumlu tutulması yasaya aykırıdır. 6100 sayılı HMK'nın 305/2 maddesi gereğince tavzihle hükümde belirtilen haklar ve borçlar sınırlandırılamayacağı gibi genişletilemez ve değiştirilemez.Tavzih kararı yasaya uygun olmadığı gibi gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olup, kararın gerekçesiyle hüküm sonucunun çelişkili bulunması bozma nedeni oluşturacağından bozmadan sonra mahkemece önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaate göre bir karar verilmelidir.Gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.