Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8501 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 625 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.06.2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı- davalılardan ...ve Araştırma A.Ş. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:_ K A R A R _Davacı hazine vekili, mülkiyeti hazineye ait 1125 (153) parsel sayılı 11 m2'lik taşınmazın önce ... Belediyesi tarafından daha sonra da ... Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulduğunu, ancak her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, anılan kadastral parsel üzerinde oluşturulan 5529 ada 16 sayılı imar parselinin 11 m2'lik kısmının iptali ile 1125 sayılı kadastral parselin ihyası ile hazine adına tescilini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 1125 sayılı kadastral parselin ihyasına karar verilmiştir.Hükmü, davacı hazine vekili ile davalı ...San. Mamülleri Satış ve Pazarlama A.Ş. vekili temyiz etmişlerdir.1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya kapsamına ve özellikle davacının maliki bulunduğu kadastral parsel üzerinde yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiği ve verilen iptal kararlarının kesinleştiği, böylece oluşturulan imar parsellerinin hukuki dayanaktan yoksun (illetten mücerret) hale gelerek yolsuz tescil durumuna düştüğü anlaşılmakla, davacı hazine vekili ve davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2) Davacı hazinenin temyiz itirazları yönünden ;Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.Öte yandan; kadastral parselin ihyası, ancak kadastral sınırlar üzerinde oluşturulan imar parsel veya parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile -bu sınırlar içerisinde oluşturulan yol, park vs. gibi alanlar varsa bunlarla birlikte- eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabilecektir. Somut olayda; dava konusu imar parselinin sicil kaydının yolsuz tescil durumunda bulunduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, kadastral parselin ihyasına ilişkin kararın uygulanabilmesi için son imar uygulaması ile oluşan 5529 ada 16 sayılı imar parselinin tapu kaydının, ihyasına karar verilen 1125 sayılı kök parsele isabet eden bölümünün iptaline karar verilmemiş olması ve ayrıca ihya edilen parselin Hazine adına tesciline hükmedilmemesi doğru görülmemiştir. 3) Davalı şirketin temyiz itirazları yönünden; İmar uygulamasının kamusal tasarruf olduğu ve dava açılmasına davalı şirketin sebebiyet vermediği gözetildiğinde; harç, yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden davalı şirketin sorumlu tutulmaması gerekirken aksi yönde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Birinci bentte belirtildiği üzere davacı vekili ile davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; İkinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı hazine ile davalı şirketin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 18.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.