Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8478 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4268 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 05.11.2015 gün ve 2015/10775 Esas, 2015/9931 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı-davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:K A R A R Davacı, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.Davacı yanında davaya müdahale eden asli müdahiller de aynı pay hakkında önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlardır.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin temyizi üzerine "... davaya konu olayda satış tarihi itibariyle davalı ile payı devreden ...arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığına göre davacı ve asli müdahillere tapu kaydında gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları üzerinden önalım bedelini 1/2’şer oranda depo etmeleri için süre tanınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir..." gerekçesiyle bozulmuştur.Davacı ve davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.1-Mahkemece yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin karar düzeltme istemleri yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2- Davacı vekilinin karar düzeltme istemi yönünden;Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelirPaydaşın pay edinmesinde cebri satışlarda ve trampa gibi satış dışındaki mülkiyet devralınması hallerinde önalım hakkı kullanılamaz. Bunun yanında, paydaş payını karı ve kocaya, çocuklarına yahut akrabaya temlik ederse görünüşte satış sözleşmesi yapılsa bile miras hukuku ile ilgili amaçların ya da bağışlama gibi düşüncelerin hakim olduğu durumlarda önalım hakkı kullanılamaz (27.03.1957 günlü, 1956/12 E. 1957/2 K. ...Somut olayda; davacı ve müdahil davacılar, paydaşı oldukları 10805 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 5 ve 8 no'lu bağımsız bölümler ile 10806 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 2 ve 4 no'lu bağımsız bölümlerdeki dava dışı önceki paydaş ...'ın payını 30.07.2013 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiğini ve kendilerine bildirim yapılmadığını ileri sürerek payın önalım nedeniyle adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı, pay devri yapan paydaşın birlikte yaşadığı kişi olduğunu, payın hibe ile edinildiğini, bu nedenle önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davalının savunmasına itibar edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de sözü edilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı bir kimsenin payını akrabasına satması hali ile ilgilidir. Davaya konu olayda satış tarihi itibariyle davalı ile payını devreden ....arasında akrabalık ilişkisi bulunmadığına göre davacıya tapu kaydında gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları üzerinden önalım bedelini depo etmesi için uygun bir süre tanınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Hükmün bu şekilde bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle hükmü sadece davacı temyiz ettiği halde asli müdahiller bakımından da bozulmasına karar verildiği bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 2015/10775 E.- 9931 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, aynı yasanın 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren, 264,60 TL para cezasının düzeltme isteyenden tahsiline, red harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 05.11.2015 tarihli ve 2015/10775 Esas, 9931 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, üzere, 18.10.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.KARŞI OYDavacı taraf,... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 10805 ada, 2 parselde bulunan 5 ve 8 nolu bağımsız bölümler ile aynı yer 10806 ada, 4 parselde bulunan 2 ve 4 nolu bağımsız bölümlerde müvekkili ile davada taraf olmayan ...’ın önceden hissedar olduklarını, ..'ın bu bağımsız bölümlerdeki hisselerini davalı ...'e 30/07/2013 tarihinde toplam 34.000 TL’ye sattığını, bu hisse satışının müvekkiline noterden bildirilmediğini ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümlerdeki davalıya ait hisseler üzerinde önalım hakkını kullandığını belirterek tapusunun iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı taraf davaya cevabında; davacı ile pay satışı yapan...’ın kardeş olduklarını, kendisinin ise .. ..ın 3 yıldır birlikte yaşadığı, resmi nikahı bulunmayan eşi olduğunu, bu durumun davacı tarafından bilindiğini, tapuda yapılan işlem her ne kadar satış gibi gözükse de aslında bağışlama olduğunu, pay devrinin gerçek bir satışa dayanmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacılar ve dava dışı...’a mirasen intikal ettiği, pay devreden... ile davalının dava konusu taşınmazlardan birinde birlikte oturdukları,...'ın dava konusu taşınmazlardaki payını eşi olan davalıya gerçek değerinin 1/10'u oranındaki bir bedelle devrettiği, dava konusu taşınmazların fiili kullanım durumları ve... ile davalı arasındaki ilişki dikkate alındığında, yapılan devrin bir satış olmadığı, bu nedenle şuf'a şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Yerel mahkeme kararı, davacılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, pay devreden... ile davalının evli olmadıklarını, pay devirlerinin bağış olarak devrine ilişkin bir delil bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.Dairemizin, 5/11/2015 tarihli ve 2015/19775 Esas, 2015-9931 Karar sayılı bozma ilamında; mahkemece davalının savunmasına itibar edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, karara gerekçe yapılan 27/03/1957 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararının, bir kimsenin payını mirasçısına satması hali ile ilgili olduğu, davaya konu olayda satış tarihi itibariyle davalı ile payını devreden ... arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığına göre davacı ve asli müdahillere tapu kaydında gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları üzerinden önalım bedelinin 1/2'şer oranda depo etmeleri için uygun bir süre tanınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddinin doğru olmadığı belirtilmiştir.Dairemizin bozma kararına karşı davacı ..., kararın müdahil davacılar tarafından temyiz edilmediği bu sebeple sadece hükmün kendisi yönünden bozulması amacıyla; davalı taraf ise hisse devrinin gerçek bir satış olmadığı gerekçesiyle bozma kararının kaldırılarak hükmün onanması amacıyla, karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.27/03/1957 tarihli ve 1956/12 Esas ve 1957 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, “Müşterek mülkün hissedarı, hissesini karı veya kocaya evlada veyahut akrabaya temlik etmesi halinde şeklen satış akti bulunsa bile hakikatte satıştan gayri miras hukukuna müteferri maksatların veya hibe gibi mülahazaların hâkim olduğu ahvalde Medeni Kanunun hakiki satışlarda kabul eylediği şufa hakkının cereyan etmeyeceğine 27/3/1957 tarihinde ittifakla karar verildi.” sonucuna varılmıştır.Mülga 743 sayılı Kanunu Medeninin 659. maddesinde, bir gayrimenkulün hissedarları olan kişinin onun şayi bir hissesini satın alan üçüncü şahsa karşı kanuni şuf'a hakkını haiz olduğu, hükmü yer almıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 732. maddesinde de, paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşların önalım hakkını kullanabilecekleri, hükmü yer almaktadır.Kanuni önalım hakkını düzenleyen her iki hüküm de, önalım hakkının kullanılabilmesi için pay devrinin satış akdine dayanmasını aramaktadır. 27/03/1957 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, pay devri şeklen satış akdi şeklinde yapılmış olsa bile, aslında satıştan başka maksat taşıyan miras hukukundan kaynaklanan sebeplerle veya bağış gibi düşünce ve niyetlerin hâkim olduğu durumlarda, önalım hakkının kullanılamayacağını belirtmiştir.Dosya kapsamına ve özellikle şahit olarak dinlenilen ... ile...’ın beyanlarına göre, pay devri yapan Leyla ile davalının resmi olarak evli bulunmadıkları ancak, uzun bir süredir birlikte yaşadıkları ve halen dava konusu taşınmazlardan birisinde birlikte oturdukları sabittir. Yerel mahkeme, bu kişiler arasındaki ilişkileri nazara alarak, davaya konu pay devirleri görünüşte satış akdine dayansa bile, pay devrinin bağış amacıyla yapıldığını ve gerçek bir satış bulunmadığını kabul ederek, davacıların bu nedenle önalım hakkını kullanamayacaklarına karar vermiştir. Yerel mahkeme kararının, 1957 tarihli ..'nın hatalı değerlendirilmesiyle bozulduğu kanaatındayım. Davalının karar düzeltme talebinin kabulüyle, Dairemizin bozma kararının kaldırılarak, usul ve kanuna uygun olan yerel mahkeme kararının onanması görüşündeyim. Bu nedenlerle Sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar HAGB'ye itiraz üzerine hem şekil hem de esastan incelenir Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık S.nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da Avukatın danışıklı icra takibi ve haciz, satış işlemleri yapmasının zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçu oluşturacağı DAVA VE KARAR: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre ye Kat mülkiyetinde ve site mülkiyetinde yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı icra takibi - Taraf sıfatı Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda borca itiraz ettiği, Mahkemece 21.09.2011 tarihinde verilen kararla, bono metninde “....bedeli ma Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?