MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/12/2013NUMARASI : 2013/638-2013/543Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.06.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ile duruşmasız temyizi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 24.06.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil Y.. K.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü beyanı dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:KA R A RDava, önalım hakkına dayalı olarak 06.05.2011 tarihli satışa ilişkin dava konusu ..ada .. parselde .. payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece; Dairemizin bozma ilamı sonrasında ipotekle yükümlü olarak tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili ile davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekilinin, hükmün temyiz edilerek dosyanın Yargıtay’a gönderilmesinden sonra vermiş olduğu 25.04.2014 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.6100 sayılı HMK’nın “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulunun 16.11.1966 tarihli ve 1438/290 sayılı, 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararları) Bu nedenle, davacı tarafın davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.