MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.04.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, muristen kalan bankadaki mevduat üzerindeki ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.TMK 599. maddesi uyarınca miras, murisin ölümü ile bir bütün olarak mirasçılarına geçer. MK 640. maddesinde "Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil yada yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler" hükmü yer almıştır. TMK'nun 701/2 maddesinde ise "Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır" denilmektedir. Bu hükümlere göre miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan tereke payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut değildir. Bu durumda tüm mirasçıların birlikte bankaya müracaat ederek ödeme talebinde bulunmaları veya hazır olmayanların usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri ya da miras ortaklığına temsilci atanması TMK'nun 644. maddesi uyarınca iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.12.1986 tarih ve 1985/11-820 Esas, 1986/1177 sayılı Kararı da bu mahiyettedir. Somut uyuşmazlıkta; davacılar vekili dava dilekçesinde ortaklığın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Muristen intikal eden vadeli hesaptaki paranın ortaklığının giderilemeyeceğinden, yukarıda açıklanan ilkeler gözönüne alınarak davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 17.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.