MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.09.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacı,..... Belediyesince satışa çıkarılan ...... Köy içi mevkiinde bulunan toplam 15 adet arsayı satın aldığını ve bedellerinin ödendiğini; ancak, tapuda devrin yapılmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, mümkün olmaması halinde taşınmazların bugünkü değerlerinin tespitiyle toplam bedelin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, geçerli bir satış olmadığından tapu iptali ve tescil davasının ve zamanaşımı nedeniyle de tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve özellikle 5393 sayılı Belediye Kanununun 18/e maddesi uyarınca belediyeye ait taşınmaz al??mına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulması halinde tahsisin kaldırılmasına karar verme yetkisi belediye encümenine değil belediye meclisine ait bulunmasına ve anılan madde uyarınca belediye meclisince çekişmeli taşınmazın davacıya satışına ilişkin karar bulunmamasına göre, davacının tapu iptali ve tescile yönelik diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davacının ödediği paraların geri alınmasına dair terditli, istemine gelince; Mahkemece tazminat istemininin zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş ise de; taşınmaz mal satışından doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar.Somut olayda; davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ödeme belgelerine göre, 1993-1994 yıllarında çeşitli tarihlerde arsa satış bedeli olarak ödemeler yapıldığı ve davalı ... Başkanlığının 04.05.2015 gün ve 1106 sayılı Mahkemeye hitaben yazılan cevapta aynen "yapmış olduğumuz incelemeler sonucunda makbuzlarda her ne kadar arsa alımı olarak makbuz kesilmiş ise de bu arsa satışları ile ilgili meclis ve komisyon kararı bulunmamıştır." açıklamasına göre de arsa satışına ilişkin makbuzlar kesildiği kabul edilmiştir.Dava, öncelikle tapu iptali ve tescil mümkün olmaması halinde ödenen bedellerin tahsili istemine ilişkin olarak terditli açılmıştır. Taşınmazların aynına yönelik davalarda zamanaşımı başlangıcı hak sahibi olduğun iddia edenlerin ferağa icbar umuduğu yitirdiği zamanda başlar. Davacı ferağa icbar için eldeki davasını 19.09.2013 tarihinde açmış olmakla terditli istemi için de zamanaşımı başlangıç tarihi bu tarihdir.Yukarıda yapılan açıklamalara göre; davacı eldeki dava tarihine kadar ferağa icbar umudunu yitirmemiş olmakla zamanaşımı süresi başlamamıştır. Bu nedenle terditli istem olan ödeme bedellerinin tahsiline dair davanın esasının tarafların iddia ve itirazları doğrultusunda toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde incelenmesi ve kanıtlanan ödeme bedellerinin dava tarihine göre güncellenmiş değerine hükmedilmesi gerekirken bu kalemle ilgili davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle yazılı şekilde red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte yazılı sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatıralan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.