MAHKEMESİ : Tufanbeyli Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/02/2013NUMARASI : 2012/69-2013/19Davacı tarafından, davalılar aleyhine 19/10/2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın davalılar T..Köyü Muhtarlığı ve T.. M.. yönünden usulden reddine, davalı Gülseren yönünden ise davanın kabulüne dair verilen 05/02/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, tapu iptali ve yol olarak terkini isteğine ilişkindir. Davalı G.. M.. davanın reddini savunmuştur. Davalı Hazine vekili, aleyhlerine dava açılmasına gerek olmadığını belirterek davanın husumet nedeniyle reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının aktif dava ehliyetinin olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.Dairemizin 13.06.2012 tarihli 2012/7431 Esas, 2012/8383 Karar sayılı bozma ilamı ile davacının dava açmakta hukuki yararının olduğu, davalılar T.. Köyü Muhtarlığı ile Tufanbeyli Malmüdürlüğü hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı G.. M.. aleyhine açılan dava yönünden ise davanın esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak davalılar T.. Köyü Muhtarlığı ve Tufanbeyli Malmüdürlüğü yönünden taraf ehliyetlerin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, davalı G.. M.. yönünden davanın kabulü ile ..ada .. parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin 31/05/2011 tarihli raporunda 2.31 m2'lik kısmının tapu kaydının iptaline karar verilmiştir.Hükmü, davacı temyiz etmiştir.3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesinde ifade edildiği üzere yollar, paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edilen veya kamunun öncesi bilinmeyen tarihten beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık sözleriyle ispat edilen orta malı taşınmaz mallardandır. Bu gibi bir taşınmazın niteliğini tayin ve tespit ederken hiç kuşkusuz yasada öngörüldüğü gibi mahalli bilirkişi veya tanık sözlerinden yararlanılabilir. Ancak, mahalli bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi açısından daha somut bir delil olan memleket haritası ve hava fotoğraflarından da yararlanılmalıdır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ait en eski memleket haritası ve hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilerek, yerinde yeniden harita mühendisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılmalı, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler, kadastro tespitinde görev yapan tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının davaya konu yerin niteliği ile ilgili etraflıca beyanları alınmalı, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında dava konusu yerin ne şekilde nitelendirildiği tespit edilmeli, böylelikle yerel bilirkişi, tespit bilirkişisi beyanları tanık sözleriyle denetlenerek istem bunun sonucuna göre bir karara bağlanmalıdır. Eksik inceleme ile .. ada .. parsel sayılı taşınmazın yola tecavüzünü belirleyen bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince; taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken mahkemece infaza elverişli olmayacak şekilde "..ada .. parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin 31/05/2011 tarihli raporunda 2.31 m2 lik kısmının tapu kaydının iptaline" şeklinde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.