Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8185 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4245 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/01/2014NUMARASI : 2012/227-2014/16Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.04.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.Davacı, maliki olduğu .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı lehine konulmuş olan 27.10.2009 tarihli 100.000 TL ve 01.10.2007 tarihli 50.000 TL miktarlı ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, ipotek borcunun ödenmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin, .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde kurulan 27.10.2009 tarihli ve 100.000 TL miktarlı ipoteğin kesin borç ipoteği niteliği taşıması ve davacının ödeme yaptığını kanıtlayamaması nedeniyle 27.10.2009 günlü ipoteğin kaldırılmasına ilişkin isteminin reddine dair verilen hükme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir... ada .. parsel üzerinde kurulan 01.10.2007 günlü 50.000 TL miktarlı ipoteğin kaldırılması isteminin reddine dair verilen hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek bir teminat ipoteğidir. Teminatın üst sınırı ise, 50.000,00 TL’dir. Taşınmaz, bu miktar kadar alacaklının alacağının teminatını teşkil ettiğinden ve davacı tarafından ipotek sebebiyle borçlu olunmadığı, borcun doğmadığı ileri sürüldüğünden bu savunmanın incelenmesi gereklidir. Nitekim mahkemece davalı tarafından ibraz edilen ticari defter ve kayıtların üzerinde mali müşavir tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda ipotek sözleşmesinin lehtarı davalı şirketin davacıdan bir alacağı bulunmadığı tespit edilmiştir.Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki ipotek sözleşmesi uyarınca ipotek lehtarı davalı ile davacı arasında ticari alış-verişin yapıldığı ve bu alış verişten dolayı ipotek lehtarının alacağının bulunduğu kanıtlanamadığından davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itarazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.