MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2012/209-2013/337Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi bir kısım davalılar vekili ile duruşmasız olarak davalı L.. T.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.06.2014 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden bir kısım davalılar vekili Av. N.. İ.. ile duruşmasız temyiz eden davalı L.. T.. vekili Av. .. ile karşı taraftan davacı vekili Av. .. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:KA R A RDavacı, paydaş olduğu.. parsel sayılı taşınmazda dava dışı önceki paydaşların paylarını davalı İbrahim’e; davalı İbrahim’in de bir kısım payı uhdesinde bırakarak bakiye payları diğer davalılara satış yoluyla devrettiğini, satışlara ilişkin bildirim yapılmadığını ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı payların önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir.Bir kısım davalılar, payları dava dışı kişilerden edindiklerini, davacının satıştan bilgisi olduğunu ve iyiniyetle edindiklerini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, bir kısım davalılar vekili ile davalılardan L.. T.. temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Somut uyuşmazlıkta, 9.063m² yüzölçümünde arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazda davacının imar, davalıların da satın alma yoluyla paydaş olduğu görülmektedir. Davalılar temyiz aşamasında taşınmazda fiili taksim bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Taşınmazda paydaşlar arasında özel taksim yapılıp yapılmadığı, özel taksim yapılmış ise, davacının ve pay satan paydaşların taşınmazda payına denk gelen bölümü kullanıp kullanmadığı, ayrıca, pay satan paydaşların paylarına denk gelen bölümü kullanmaları sırasında davacının bu bölümde hak iddia edip etmediği araştırılmamıştır.Yapılacak bu araştırmalar sonucunda davacının payına denk gelen kullandığı bir bölüm bulunmadığı ve davalının pay edindiği önceki paydaşların kullanımlarında bulunan bir bölüm olmadığı anlaşılması halinde davanın kabulüne, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekir.Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekili ile davalı L.. T..’nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.