Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8107 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3483 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/11/2013NUMARASI : 2012/449-2013/414Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.07.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın zamanışımı yönünden reddine dair verilen 29.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı Ş.. U.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.06.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. S.. K.. geldi, başka gelen yok. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmazlar, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması TMK'nın 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.Somut olayda, davacı ve davalı arasında Bakırköy 7. Noterliğinde düzenlenen 03.09.1984 tarihli satış vaadi sözleşmesinde dava konusu taşınmazların zilyetliğinin vaat alacaklısına devredildiği belirtilmiştir. Taşınmazlar, vaat alacaklısına devredildiğinden artık TMK'nın 2. maddesindeki “dürüst davranma kuralı” uyarınca zamanaşımı savunması dinlenmez. Bu nedenle mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.