MAHKEMESİ : Karacabey Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/03/2014NUMARASI : 2014/102-2014/205Davacı tarafından, davalılar aleyhine 07.07.2006 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen 29.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne ve davanın niteliği gereği duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.Davacı vekili, ..ada .. parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesini istemiştir.Davalılar E.. A.. ve Ş.. A.. vekili, taşınmazın fiilen taksim edildiğini, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulunun 22.02.2007 tarihli kararına göre taşınmazın ifrazına karar verildiğini, Kurul kararının uygulanması gerektiğini, tevhit öncesi..no'lu parselin müvekkilleri adına tescilini ve aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesini savunmuştur.Davalı E.. A.., hazırlatılan ifraz folyesinin Belediyece uygun bulunduğunu bu yüzden taşınmazın birleştirilmesinden önceki haline dönüştürülmesini ve ortaklığın taksim suretiyle giderilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, .. ada .. parsel sayılı taşınmazın ortaklığının aynen taksim sureti ile giderilmesine karar verilmiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 20.12.2013 günlü, 2013/12893 E.-15924 K. sayılı ilamı ile “paydaşların paylı bırakmaya razı olmadıkça her bir paydaşa bir yer verilmesi suretiyle aynen taksim kararı verilmesi gerektiği, taksim istenmesi halinde taşınmazda pay ve paydaş durumuna göre taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerektiği, davakonusu taşınmazın pay ve paydaş durumu nazara alındığında aynen taksiminin mümkün olmadığı” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozmaya uyulmuş, bozma sonrası alınan beyanlarında davacı vekili, müvekkilinin paylı mülkiyeti kabul etmediğini beyan etmiştir.Davalılar vekili ise müvekkillerinin paylı mülkiyeti kabul ettiklerini bildirmiştir.Mahkemece, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.Hüküm bu kez davalılar E..M..A.., Ş..E.. A.. ve E.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.Ortaklığının giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı var ise bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur. Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde 4721 sayılı TMK'nın yürülüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkı varsa taşınmazın 14.3.1960 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakati aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmelidir.İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, 4721 sayılı TMK'nın 700. maddesi uyarınca “Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder.”Somut olaya gelince; davalılar E.. A.. ve arkadaşları tarafından Karacabey 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/147 Esas sayılı dosyasında inşaat sözleşmesinin feshedildiği, taşınmazların tevhit amacının ortadan kalktığı ileri sürerek tevhit öncesi parsellerin ihya edilmesi amacıyla tapu iptali ve tescil davası açılmıştır. Açılan bu dava ortaklığın giderilmesi davasının neticelerini etkileyeceğinden 6100 sayılı HMK'nın 165/1. maddesi gereğince bekletici mesele yapılması gerekir.Ayrıca, taşınmaz üzerindeki yapıların aidiyeti konusunda paydaşlar arasında ittifak bulunmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere taşınmazın bulunan değerinden ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenip satış sonunda elde edilecek bedelden muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi ve intifa hakkı sahibinin davaya dahil edilmesi gerektiğinin nazara alınmaması doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.