Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 809 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16542 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDavacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 13.08.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDavacılar vekili, 8 parsel sayılı taşınmazda yapılan özel ifraz ile oluşan 9 ve 10 no’lu özel parsellerin müvekkili ...’ya, 11 no’lu özel parselin müvekkili ...’e, 18 no’lu özel parselin ise davalıya düştüğünü, davalının gerçekleşen fiili taksime rağmen ortaklığın giderilmesi davası açtığını, davanın derdest olduğunu, özel parseller arasındaki kıymet farkı nedeniyle fiili taksimin ve özel parsellerin değerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın malvarlığı haklarına ilişkin davalardan olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, görevli mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.Dava 8 parsel sayılı taşınmazda tüm paydaşların katılımıyla zeminde oluşan fiili taksimin ve fiili taksim sonucu oluşan kısımların değerinin tespitine ilişkindir. Ortaklığın giderilmesi davasının görüldüğü sulh hukuk mahkemesince, ara kararı ile başka bir mahkemede fiili taksim olup olmadığı ve fiili taksim sonucu oluşan kısımların değerlerini tespit ettirmek üzere dava açmaları için taraflara yetki ve süre verilmesi mümkün değildir. Yalnızca ortaklığının giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde çekişmeli olan muhdesat var ise bunların maliklerinin belirlenmesi için HMK’nın 165. maddesi uyarınca süre verilebilir. Davada tespiti istenilen hususlar ancak ortaklığın giderilmesi davasında incelenebileceğinden, dolayısıyla davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.