MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiKA R A RDavacılar vekili, davacıların davalı şirketten 17.07.2009 günlü sözleşmeyle satın aldıkları 2380 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki MG3 Blok 1 numaralı bağımsız bölümün teslim edildiği halde ortak alanlarda yapılması vaadedilen işlerin eksik ya da ayıplı imal edildiğini, harici satış sözleşmesine göre ödenen 21.174 Sterlinin ödeme tarihinden en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsilini, olmazsa taşınmazın kat mülkiyeti tapusunun davacılar adına gayrimenkuldeki ve sitedeki eksik ve ayıplı işler tamamlanmış şekilde devrini ve geç devir ve tescilden dolayı sözleşmede belirlenen bedelin ödeme tarihinden faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, davacının tapu iptali ve tescil talebini kabul etmiştir.Mahkemece, davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne ve yargılama harç ve giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Hükmü, davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 308. maddesi gereğince; "Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir."HMK'nın 312/2. maddesine göre de "Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez."HMK'nın 326/1. maddesi gereğince "Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir." Bu kanun hükümleri çerçevesinde somut olaya gelince;Tapu iptali ve tescil talepli davalar ancak tapu maliki aleyhine karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Dava ve karar tarihinde davalı halen tapu maliki olup taşınmaz davacı adına tescil edilmediğinden davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermiş olduğundan, davalının yargılama gideri ile sorumlu tutulmaması için HMK’nın 312/2 maddesinin öngördüğü birinci koşul yani davalının davanın açılmasına sebebiyet vermeme şartı gerçekleşmediğinden yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması yerindedir. Ancak davalı vekilinin ilk duruşmadan önce davayı kabul ettiği anlaşıldığından, davalının kabulü nedeniyle davalı aleyhine 492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince karar ve ilam harcının üçte birine hükmedilmesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce davanın kabulü nedeniyle, davacı yararına tarife hükümleriyle belirlenecek vekalet ücretinin yarısı miktarında vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, ise de bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şeklinde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun beşinci bendinde yer alan "5.597,55" rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine "1.865,85" rakamlarının yazılmasına, hüküm sonucunun yedinci bendinin ikinci satırında yer alan "8.995,47" rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine "4.477,73" rakamlarının yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 1.350 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.