Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8028 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4722 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar vekilleri tarafından, davalı aleyhine 01.03.2013 ile 28.03.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davaların kabulüne dair verilen 10.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:KA R A RDava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar, paydaş oldukları 297 ada 7 parsel no’lu taşınmazda 27.06.2012 tarihinde 32.000,00 TL bedel ile 1/3 payın davalı tarafından satın alındığını belirterek önalım hakkı nedeniyle bu payın adlarına tescilini talep ve dava etmişlerdir.Davalı, taşınmazın fiilen taksim edildiğini savunmuş, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına eşit hisselerle tesciline karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaz üzerinde 4 katlı binanın mevcut olduğu, tapu maliklerinin babalarının sağlığında zemin 1. kattaki dairenin paydaşlardan davacı ...'ya, 2. Kattaki dairenin ....'ya, 3. Kattaki dairenin davacı ...'ya ve 4. Kattaki dairenin de taşınmazın intikalinden önce ölen kız kardeşleri...'ya ait olacak şekilde paylaştırdığı ve taşınmazın fiilen bu paylaşıma göre kullanıldığı, dolayısıyla gerek davacıların, gerekse davalıya hisse devri yapan...’un ayrı ayrı müstakil kullandığı yerlerin belli olduğu anlaşıldığından davanın reddi yerine kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.