MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/10/2013NUMARASI : 2012/189-2013/575Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.03.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacılar vekilleri, dava konusu ..ada ..parsel sayılı taşınmazda müvekkillerin paydaş olduklarını, dava dışı Vakıflar Genel Müdürlüğünün 03.11.2011 tarihinde davalı F.. B..'a payını sattığını, satışın noter vasıtası ile davacılara bildirilmediğini öne sürerek davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.Davalı vekili, davalının dava konusu payın tahsise dayalı olarak paydaş Vakıflar Genel Müdürlüğünden aldığını, gerçek satışın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Satış dışındaki temliklerde önalım hakkının kullanılması mümkün değildir. Yetkili mercilerin kanun hükümleri gereği kişilere yaptıkları pay tahsisi niteliği itibariyle satış sözleşmesinden farklıdır. Satış sözleşmesi Borçlar Kanununun Özel Borç İlişkilerini düzenleyen bölümünde düzenlenmiş olup, satıcı ile alıcının müşterek iradeleri ile sözleşme tamam olduğu halde tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için kanunda belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Somut olayda; her ne kadar dava konusu payın davalı adına satış nedeniyle tescil edildiği yazılmış ise de Vakıflar Genel Müdürlüğünün 05.10.2011 günlü yazısının incelenmesi sonucunda ..ada .. parsel sayılı taşınmazda 232 m2 yer için davacı adına tapu tahsis belgesi düzenlenmesi nedeniyle önalıma konu edilen davalı F.. B..'a ait 126/701 payın 03.11.2011 tarihinde Vakıflar Meclisinin 26.7.2011 gün ve 557/445 sayılı Kararı uyarınca temlik edildiği anlaşılmaktadır. Böyle bir tahsis işlemi uyarınca taşınmazın temliki Borçlar Kanununda düzenlenen gerçek satış sözleşmesi niteliği taşımadığı için kanuni önalım hakkı kullanılamayacağından davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.