Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7814 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5503 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.07.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi bir kısım davalılar vekili ve temyiz isteminin reddine dair 15.12.2015 tarihli ek kararın kaldırılması duruşmasız olarak davalı ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.10.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... vekaleten ve asaleten geldi, başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, paylı maliki olduğu 2607 sayılı parsel 122.700 metrekare tarla cinsli taşınmazda 3.7.2013 tarihli aynı resmi senet içinde 13 ayrı davalının ayrı ayrı satış bedelleri ile ayrı ayrı pay satın aldıklarını, toplam satış bedelinin 962.500 TL olup bu değer üzerinden dava açılmış ise de bazı davalılar yönünden bedellerin çok fahiş gösterildiğini beyanla mahkemece belirlenecek değer üzerinden ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemiştir. Bir kısım davalılar vekili Avukat ... kendi adına asaleten ve vekaleten davacının satış yapılması amacıyla kendi bayileri olan...’a önceden devir yaptığını satıştan haberi olduğunu, kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Bir kısım davalılar resmi senetteki kendilerine ait satış bedellerinin ve masrafın depo edilmesini istemiştir. Mahkemece, davacıya noterden bildirim yapılmadığından davanın süresinde açıldığı keşif raporuna ve şahit beyanlarına göre resmi senetteki satış bedelinin fahiş olduğu ispat edilemediği davalıların resmi senetteki toplam satış bedeli ve masrafın davacı tarafından depo edildiği nedeniyle davanın kabulüne, 2607 parselde davalılar adına kayıtlı hisselerin iptali ile davacı adına tesciline, depo edilen satış bedeli ve gider toplamı 979.459 TL’nin davalılara ödenmesine 66.906 TL harcın ve 52.578 TL avukatlık ücretinin ve masrafların davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Hükmü, bir kısım davalılar vekili Av. ... vekaleten ve kendi adına asaleten temyiz etmiştir.Mahkemece, davalı ...'ün muhtıra tebliğine rağmen temyiz yoluna başvurma harcı ve nispi harcı yatırmadığı nedeniyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.Ek kararı, süresinde davalı ... temyiz etmiştir.Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Bir kısım davalılar vekili Av. ... vekaleten ve kendi adına asaleten, 16.11.2015 tarihinde ortak dilekçe ile 02.11.2015 tarihinde tebliğ edilen kararı 16.11.2015 tarihinde yasal süresinde temyiz harcı ve nispi harcını (3.155 TL) yatırarak temyiz etmiştir. Kaldı ki, mahkemenin davanın kabulüne dair hüküm fıkrası HMK 297. maddesine uygun olarak kurulmadığından, yatıracakları temyiz nispi harcı da belli değildir. Bu nedenle davalı ... tarafından 16.11.2015 tarihli müşterek temyiz dilekçesiyle kararın temyiz edildiği anlaşıldığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple mahkemece verilen temyiz isteminin reddine ilişkin 15.12.2015 tarihli ek karar kaldırılarak temyiz incelenmesine geçilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince; Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Somut olaya gelince; davada birden fazla davalı bulunmakta olup, her bir davalının aynı resmi senet içerisinde almış oldukları taşınmaz payları ve bedelleri farklılık arz etmektedir. Bu nedenle her bir davalının iptal edilen tapudaki pay oranları ve ödenecek bedelleri hüküm fıkrasında gösterilmediği gibi her bir davalının harç, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davalılar yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, tüm davalılara yükletilmesi doğru görülmemiştir.Mahkemece HMK 297/2. maddesi gereğince açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde her bir davalı yönünden ayrı ayrı gösterilmek suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak temyiz eden davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.