Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7734 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4512 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.09.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tecil isteğine ilişkindir.Davalı vekili, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası yerinde görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.2- Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.Önalım davasında dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734/2. maddesi gereğince hükümden önce mahkemece belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilmesi gerekir. Davacıya verilen bu sürenin kesin olduğuna da mahkemece karar verilebilir. Kesin süre içerisinde öngörülen işlem yerine getirilmez ise 6100 sayılı HMK’nın 94. maddesi gereğince işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Ancak anılan bu madde hükmünün uygulanabilmesi için davacının davayı sürüncemede bırakacak davranışta bulunması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; Davacı pay sahibi olduğu 744 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşları ...ve ...'ın hisselerini gerçekte ayrı ayrı 10.000 TL bedelle devrettikleri halde tapuda her bir hissenin 20.000 TL göstererek davalıya devrettiklerini iddia etmiştir. Davacının bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanabilmesi için dinlenen davacı tanıklarının akitte taraf olmayan, satış bedelinin ödenmesi sırasında tarafların yanında olan, görgüye dayanan bilgileri bulunan kişiler olması gereklidir. Dava konusu payın keşfen belirlenen değeri de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna göre davacının bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından mahkemece, davacıya akitte gösterilen satış bedeli ve satış masraflarından oluşan toplam bedel üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden dava harcı ikmal ettirilerek, daha önce yatırılan önalım bedeli ile tapuda gösterilen bedel arasındaki farkı depo etmesi için uygun süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıdan açıklanan nedenlerle (1) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.