MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.02.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:-K A R A R-Dava, 10.05.1988 günlü biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.Mahkemece, taraflar arasında aynı Mahkemenin 1989/169 Esası üzerinden görülen dava sonucu söz konusu satış vaadi sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitine dair verilen kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19.11.2008 günlü ilam içeriğine göre kesinleştiği için davalılar....yönünden davanın esastan reddine, diğer davalılar yönünden ise husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair hüküm kurulmuştur. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Uyuşmazlık taraflar arasında aynı mahkemenin 1989/169 Esası üzerinden görülen davada (bozma üzerine 2009/306 Esası) sözleşmenin geçersiz olduğu hususunun kesinleşip kesinleşmediği noktasında toplanmaktadır.Dosyada mevcut kayıt ve belgelere göre; .... Hukuk Mahkemesinin 1989/169 Esası üzerinden 26.09.1989 tarihinde davacılar ... v.s. tarafından davalılar..... aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tenkis ve iptal davası açıldığı ve iş bu dava dosyası ile birden fazla dava dosyasının birleştirildiği ve 25.12.2007 tarihli nihai kararla birleşen bir kısım davaların tefrikine karar verildiği, elde ki davanın da anılan dosyadan tefrik edilen dava olduğu anlaşılmıştır.25.12.2007 tarihli kararın temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk ./.....dairesince yapılmış olup 19.11.2008 gün 2008/8657-12013 sayılı ilamda aynen ".... diğer temyiz itirazlarının reddine, dava konusu 4. sayılı parselle ilgili davanın müracaata bırakıldığı ve 26 sayılı parselinde yargılama sırasında davacı Hüseyin adına tescil edildiği ve bu davanında konusuz kaldığı halde esastan hüküm kurulması doğru görülmeyerek" yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak 24.01.2012 günlü hüküm kurulmuştur.1989/169 Esas sayı ve 25.12.2007 tarihli kararın 3 nolu bendi eldeki dava konusu satış vaadi sözleşmesi ile ilgili olup aynen “...338 parsel sayılı taşınmaz yönünden davaların kabulü ile işbu taşınmaza ilişkin olarak davacılar muris.... ile davalı birleşen dosya davacısı ... arasında akdolunan 10.05.1988 tarih 4530 yevmiye no'lu satış vaadi sözleşmesinin davacılar ile birleşen dosya davacısının taşınmazdaki miras payları nisbetinde muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitine” şeklindeki hüküm oluşturulmuştur.Mahkemece anılan hükmün kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 24.01.2012 günlü kararın kesinleştiğine dair dava dosyasında bir kayıt bulunmadığı gibi Yargıtay 1. Hukuk Dairesince verilen 19.11.2008 günlü bozma ilamı içeriğide anılan kararın kesinleştiğine dair hukuki sonuç doğurmaz.Bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebilir, o davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici sorun yapabilir.Somut olayda da mahkemece ....esasında kayıtlı dava sonucu verilen kararın kesinleşmesini beklemeli oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Aksine düşüncelerle kararın kesinleştiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi bozma nedenidir.Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.