Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 757 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11108 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/11/2012NUMARASI : 2011/311-2012/444Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.06.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, maddi hata sonucu duruşma talep edildiği halde duruşmaya alınmamış olup bu defa yapılan inceleme sonucu tayin olunan 24.12.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. A.. Ç.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A RDava, önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar vekili, müvekkillerinin paydaş olduğu 1445 ada 2 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından F. K. payını 25.05.2011 tarihinde tapuda hibe olarak göstermek suretiyle davalıya sattığını, davalının bu işlemden sonra 27.05.2011 tarihinde paydaş olan H. A. da payını satın aldığını ileri sürerek dava konusu payların iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu F. K. payını kendisine hibe ettiğini, H. A. payını ise kendisi de paydaş olduğundan satın aldığını, önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Zira yasada bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkı kullanması söz konusu olamaz. Yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında somut olaya gelince; paydaşlardan F.K. davacıların da paydaşı bulunduğu 1445 ada 2 parsel sayılı taşınmazda önalım hakkına konu edilen 569/2400 payı, 24.05.2011 tarihinde davalıya bağışlamıştır. Satış dışındaki temliklerde önalım hakkının kullanılması mümkün değildir. Davacı taraf, tapuda bağış şeklinde yapılan temlikin aslında muvazaalı olduğunu, gerçekte payın davalıya satıldığını iddia ederek muvazaa iddiasında bulunmuştur. Tapudaki işlemin tarafı olmayan davacının bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlaması mümkündür. Bu konuda dinlenen davacı tanıkları davalının yüklenici olduğunu, zemin kattan daire vereceğini söylediğini, F. K. da payını bağışladığını, para almadığını beyan etmişlerdir. Davacı, yargılama sırasında bildirdiği delilleri ile tapuda bağış olarak görünen işlemin gerçekte satış olduğunu kanıtlayamamıştır. Davalının bu taşınmazdan ilk payını bağış yoluyla edindiğinin ortaya çıkması karşısında aynı taşınmazdan 27.05.2011 tarihinde satın aldığı paya ilişkin olarak da davacının önalım hakkı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.