MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiDAVALILAR : ... v.d.Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.06.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil-alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:KA R A RDavacı, davalı yüklenici ile davalı arsa malikleri arasında ... tarihinde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan ...bölümü davalı yükleniciden 10/10/2005 tarihli harici satış sözleşmesi ile temlik aldığını ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini istemiştir.Davalı arsa malikleri vekili cevabında; dava konusu sözleşmeden müvekkillerinin bilgisi olmadığını, diğer davalı yüklenici ile müvekkileri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenici tarafından tam olarak yerine getirilmediğini, iyi niyetli olduklarını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü Davalı arsa malikleri vekilleri temyiz etmiştir.Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesi gereğince; “Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.” Buna göre temliki....öğrenen borçlu, temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa payı karşılığı arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi arsa sahibi bakımından önemsizdir. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi Borçlar Kanununun 81. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz.Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibariyle davalı arsa maliklerinden tapu devri yapmaları talep edilemeyeceği için davalı arsa maliklerinin aleyhlerine dava açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan arsa maliklerinin yargılama gideri ve vekalet ücretiden sorumlu tutulması doğru görülmemişse de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nın 438/7 maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 2, 3 ve 4. Bentlerindeki '' davalılardan alınarak'' cümlesinin çıkarılarak ''davalı ... Kutludan alınarak'' cümlesinin eklenmesine hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.